iyi top oynayıp bütün beden dersleri ve öğle paydoslarının aranan oyuncusu olmak, birde herkesi dövebilmek. benim dönemimde en iyi prim yapan şeyler bunlardı. amnskym bu kadar kolaymış herşey çocukken, şimdiki zorluğun tersine...
nedense statü farkı diyince hep zamanın ötesinde kalitede şeyler geliyor heralde insan aklına fakat statü farkı yaratan şöyle bir şeyler de vardır bir çok okulda.
yırtık çorap, yırtık ayakkabı ya da yırtık bir sırt çantası...
kola aromalı şekerleme. adı aklıma gelmiyor. ama kantinden onu alınca sınıftaki herkes sıranıza gelir ve kendisiyle paylaşmanızı isterdi. hoşlanılan kızın da bunların arasında olması ayrı bir keyif verirdi.
90'larda ilkokul okuyanlar için monami markalı pastel boyaya ve çıtçıtlı faber castel markalı kaleme sahip olmak; günümüz için üzerinde bratz vb kızların resminin olduğu çanta, kalem, silgi, defter vb araç-gerece sahip olmak.
uzun saçlara sahip olmaktır. sınıftaki bitli kızlar kıskanır.
- öğretmenim bizim saçlarımızı kestirin diosunuz, estelin ki neden uzun?
+çünkü onun annesi temiz bakıyor.
daha fazla fark yaratan bişey bilmiyorum.
sanatın öyküsü kitabı. ilkokulda sınıfta arkadaşlara hava atmak isteyen bir öğrenci için entel ve cool görünmenin en iyi yolu.* şahsen ben yapmıştım bunu. küçücük çantaya o dev gibi kitabı koyup sürüne sürüne okula gitmiştim. hem de birkaç gün üstüste. amacıma ulaşmıştım ama şimdi düşününce inşallah yaptığım bu şeyi hiçbiri hatırlamıyordur diyorum.
matara,çanta,kokulu silgi v.b. bu durumları yaratabilir.
babamın anlattığı bir şey geldi aklıma bu başlığı okuyunca.benim pederin ilkokul aşkı tamda bu sebebpten ötürü olmuş.ilçedeki tek ilkokul olan atatürk ilkokulunda aynı sınıfta olduğu kızın ailesi hafiften zenginceneymiş ve kıza yurt dışından eş dost akraba renkli kalemler ve defterler getirirmiş.peder beyde bu renklere aldanıp sınıfın o zengin kızına aşık olduğunu sanıvermiş.amma velakin aradan yıllar geçip bir mecliste yemek yenirken(eş dost toplanmış rakı sofrası kurulmuşkene) babam ben bir itirafta bulunucam demiş.annem şaşırmış,herkes bbama dönmüş.yanlış hatırlamıyorsam renkli kalemleri olan hanımın adı vehbiye'ydi.babam" vehbiye biliyor musun ben sana aşıktım." demiş herkes bi şaşırmış.sonra babam devam etmiş: "ama neyine aşıktım biliyor musun? ilkokuldaki renkli kalemlerine,renkli kaplı defterlerine..." demiş. ve o anda herkesi hoş bir gülümseme almış.