radyolu, hesap makinali saat. Kapakli olan turevlerine de kopya saklayabilirdik. Sonra bilgisayar. Hani henuz araba fiyati kadar falan algilaniyor. Ilk sizde var siniftan. Millet net kafede gta 3 oynarken siz evinizde oynuyorsunuz suresiz actirilan kafè hesabi gibi keyifle. Tabi bunlar teknolojik yakin donem. Iyi bilirim faber'in siyah silgisiyle tombow versatil kalemin süksesini...
yerli malı haftaları olurdu o zamanlar. herkes oyuncağını getirirdi. benim plastik tüp kamyonlarım vardı, onlarında şu transformer'taki gibi ışıkları yanıp sönen, hareket eden robotları.
okuduğum yer itibariyle 1., 2., 3., 4. ve 5. sınıflar aynı sınıfta okurduk dolayısıyla kıçımızı koyacak yer bulmaktan statümüzü düşünemiyorduk ama velevkin kıçımızı koyacak yer de bulduk mu ayakta kalanlara az da olsa aşağılayıcı gözle bakmışlığımız vardır hani. haa başlıkla ne alakası var diye sorarsanız bizim oralarda nesne diyebileceğimiz birşeyimiz yoktu. öğretmenimiz bile tahtaya yazı yazarken tebeşir yerine kömürü kullanıyordu. bizde çanta yerine siyah poşet falan kullanıyorduk aramızda farklı birşey kullanan yoktu. ahh ahh çok komünel bir köyümüz vardı da kıymetini bilemedik zamanında.
(bkz: pringles)
yerli malı haftasına bunu getirirdi bitane arkadaşım. iki, uzun, kırmızı kutu. birini sınıfa dağıtırdı diğerini en yakın arkadaş grubuyla yerdi. çocuğa herkes ilah gözüyle bakardı.