kollar seçilirken ilk başta hoca "annesi veya babası hastanede çalışan var mı?" diye sorardı. bu yüzden ben de kızılay kolu olurdum. böylelikle ilk yardım malzemeleri temin edilirdi. nerdeyse işe yarayan tek koldu, onun gururu yeterdi.
13 yaşıma geldiğimde de babamdan mikroskop istemiştim. almıştı o da hemen. bir tane arıyı öldürüp bacaklarını, kanatlarını, gövdesini ve başını ayrı ayrı tüplere koymuştum. gün gün incelemiştim. incelemeyi bıraktıktan uzun zaman sonra tekrar bulduğumda arı neredeyse yok olmuştu.
birazdan da "mikrobiyoloji ve parazitoloji" finaline çalışmaya başlayacağım.
Gezi kulübü.
Gezip tozacağımızı zannettim. Yaptığımız tek eylem ormana gidip baltalar elimizde uzun ip belimizde diye çığırmaktı.
Gezilere normal vatandaş gibi katılırdık. Hoş ben ben gezi kulübüyüm önden gidicem diye hava atardım.
Yeşilay kulübü.
1 ya da 2. sınıfta olduğum zamanlardı. Kulüp başkanı 8. Sınıftı. Görevimiz okulda sigara ve türevleri hakkında bilgi vermekti.
Okul çıkışı başkanı sigara içerken yakalamamla klübe inancım kalmadı.
sivil savunma ve itfaiye tarzı bir şeydi sanırım. tatbikatların tarihleri en yakın arkadaşa sana bir şey söylücem ama kimseye söylemiceksin şeklinde yayılırdı.
Hay sokayim öyle kola.
8 sene yangın kulubundeydim.
Bi yangin çıkmaz mı be arkadaş?
Sürekli okula yangın çıksın diye dua ede ede giderdim.
Artık tvdeki yanginlarda teselli arıyordum.