evin merdivenlerini unutmak büyük haksızlık, böyle sanki ev havada uçuyomuş da merdivenle sabitlenmiş gibi. bi de sayfanın alt kısmının tamamen yeşile boyayarak çim havası yaratmak, bi de şey trafik lambası. yani benim resimlerimde hep olurdu, tuhaf.
şudur:
ilk önce yüzyılın ressamı edasıyla kalem ele alınır, sıra arkadaşına havalı bir bakış atılır. önce sayfanın üçte biri kadar olan kısım düz bir çizgiyle ayrılır. hemen ardından üst kısımdaki üçte birlik alana dalga şeklinde sıradağlar çizilir. ardından gökyüzüne kıvrımları iç içe geçmiş bulutlar çizilir. m şeklindeki martılar eklenir. ya dağların arasına, ya da sayfanın üst köşesine gülümseyen bir güneş çizilir. alt kısma geçilir. sayfanın dörtte biri büyüklüğünde tekten bir ev ya da ufak kutucuklardan oluşan evler çizilir. ardından çöp adama kıyafet giydirilmiş halde çocuklar eklenir. ilginçtir, ya çocuklar ortalama 3 metredir ya da tüm evler prefabrik konutlardan bile daha ufaktır. çünkü insanlar hep evlerle aynı boydadır. çiçekler eklenir sonra. her bir çiçek evin yarısına denk gelir. dağların arasından bir nehir indirilir sayfanın alt köşesine doğru. son olarak boyamaya geçilir diyemeyeceğim, çünkü asla önce çiz sonra boya olayı uygulanmaz ilk okulda. çizildiği an boyanır her şey. silgiyle saygfayı yırtma pahasına da olsa o anda boyanır. son olarak resme güzel bir bakış atılır ve koştura koştura öğretmene teslim edilir.
- öğretmenim retmimi bitirdim beeeen!
ne var lan! ben peltektim çocukken!
solda bacası tüten bir ev, sağda üstünde köprüsü olan akan bir dere, üst tarafta dağlar, ortalıkta toparlak toparlak, çiçek açmış ağaçlar, belki ip atlayan ya da top oynayan çocuklar.
dikdörtgen, sağdan sola doğru açılan, bembeyaz sayfaları olan ve her sayfanın arasında ince bir sayfa daha olan resim defteri. tüm defterler arasında en sevdiğimdi.
kalmış olmam resim dersinden aklımda kalan yegane şeydir. neymiş efendim güneş mavi olur mu?
ulan sonra da diyonuz ki; "yaratıcılığınızı kullanın!!!", haşaaa. *
Tüm nesneler orantısızdı o zaman. Ben sadece masanın üstündeki sandalyede oturan arkadaşımı çizmeye çalıştığımı ve buz pateni yapan ineklerimle geçirdiğim mutlu vakitleri hatırlıyorum. *
ağaçlar, ağaçlar, ağaçlar.. ben hep ağaç çizerdim. yeşillik çizerdim. doğa bana en büyük armağandır. çok seviyorum.
başlık ilkokulda resim öğretmeninden akılda kalanlar olsaydı; beni yarışmalara göndermeyen bir kadın derdim. hep başka kızı gönderiyordu. işte shakira'nın müzik öğretmeni 1, bu kadın da 2.. yazık ettiniz bana el birliğiyle. adileğğrr !!