Do bir külah dondurma
Re masmavi bir dere
Mi derede bir gemi
Fa gemide bir tayfa
Sol papatyalı bir yol
La güneşten bir damla
Si Ayşe’ nin kedisi
Ve yine şimdi tekrar sol mi do.
öğretmen demeye bin şahit kaltak müzik öğretmeninin kompleks yapıp flüt çalamayanların karnesine 1 verip karne günü gelmeden izne ayrılıp tayin istemesi. tahta götlü kevaşe.
edit: ortaokulda olmuştu bu sayılır mı?
bizde bir org vardı sabahtan akşama kadar maharetmiş gibi hatırla sevgili çalardık, sonra da şey derdik ben piyano çalıyorum. iyi allah belamızı vermemiş.
birgün birgün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok. açmış bakmış dolabı şeker de sanmış ilacı, yemiş yemiş bitirmiş .akşama doğru bir sancı. kıvrım kıvrım kıvramış, yaptığından utanmış.
Müzik hocamız klasik bi kemalist tiplemesini temsil ediyodu. Kısa boyalı saç kendini beğenmiş entel gözükmeye endeksli muhtemelen chp kadın kollarına da üye biri idi.
Akp li bi arkadaş rte nin ingilizce bilmesi(!) ile övünmüştü hoca ise çocuğu da küçük düşürücü tarzda rte ing. Biliyo da ben de biliyorum (onun kadar) demişti.
helvacıoğlu marka pembe flütle yılan hikayesini çalarak başladık diye mi enstrüman konusunda sıkıntılıyım anlamıyorum ki, bi de okul korosu kurarlardı sesine kendi tahammülü dahi olmayanlardan. evet ben de aralarındaydım.
hey gidi günler
flütünü temiz tutmayan öğrecilere deliren müzik hocamız. pislik içinde olan bir flütten tiz seste çıkmayacağı için feci kızardı kadın. çok şükür ki ben temiz tutardım beni severdi. ama yeteneğim yoktu çalmaya.