o dönem okullarda blok flütle eğitim veriliyordu, resim dersinden fena halde çuvallayan guneyk, diğer arkadaşları daha dün annemizi çalamazken 10. yıl marşını eksiksiz çaldığımda hoca dumur olmuştu, çünkü daha ilk konuları anlatırken ben bütün müzik kitabını hem flüt hemde orgla çalıyordum, bir de izmir de 10. yıl marşı istiklal marşından sonra en sevilen marştır, hatta işi abartır düğünlerde bile çalarlar o derece sevilir.
ders harici çalınan blok flüte müzik öğretmenlerince el konulması.
Bunun aileye söylenmeden kardeşle dertleşilmesi. Kardeşin gidip anneye anlatması, annenin gidip babaya anlatması, babanın gidip okulda resim öğretmeni olan kuzene anlatması ve olayı kuzenin kankası olan müzik öğretmenine kadar gidip blok flütün geri dönmesi.
hoca işi abartmıştı, flütü sanırım ondan daha iyi çalıyordum zorlamak için çift sesli parçalar getirir aynı anda çalmamızı isterdi, kendisi hile yapar evde çalışır gelir sınıfta ilk denememde hatalı çaldığım yerde durarak burayı biraz daha uzat, duraklamalarda erken giriyorsun der artistlik yapardı, tenefüs zamanında parçaya çalışır hocayı yakalar tekrar çalardım en sevdiğim ders müzikti.
'allasen bu flütten nasıl kalın ses çıkıyor' cümlesidir. bu aynı zamanda on yıldır flütün bütün deliklerini aynı anda kapatamayan 'ben'in ilkokuldan bu yana ne kadar gelişim gösterdiğinin belgesidir.
Sağ kolum kırık sargıda olduğu halde hoca sadece sol elimle flüt çaldırmaya çalışmıştı. Sol elimin parmakları kalın seslere yetisemeyince de sözlüden düşük vermişti. Vicdansız kadın.