memur babanın biçimsiz bir vakitte tayini üzerine taşınılan kent ya da kasabadaki bir okula başlamak, birinci sınıftan itibaren birlikte okuyan, adeta yekvücut olmuş bir sınıfa ilk kez giriş yaparken, ''nerden çıktı şimdi bu lavuk durup dururken!'' diye soran düşmanca bakışlarla karşılaşmak, sınıfın kabadayısı olan veledin tenefüste yaklaşıp ilk fırsatta döveceğini, ağzını burnunu dağıtacağını deklare etmesi, en geç bir ay sonra belki de o şerefsizle kanka olmak, tüm sınıfla da kaynaşmak, uyum içinde yaşamak.
dağdan gelip bağdakini kovmaya mecbur olma durumudur. yetenek varsa sen onların 5 yılda kaynaşamadığını 1 yılda kaynaştırırsın. denendi başarıldı. yanılmıyorsam isviçreli bilim adamları da araştırdı.
bir süre yalnız takılmak zorunda kalınsa da zamanla içlerinden biri olunacak olan durumdur. hatta sınıf birincisi olursanız durum daha da hızlanır. üzerine birde sınıf başkanı olursanız tadından yenmez.
diğer öğrencilerin bir üsre uzaktan bakışlarına maruz kalma durumudur. sonradan birileri gelir ve yeni çocukla iletişim kurmaya karar verir. olaylar gelişir.