ilk dersin her 15 dakikasında sınıfın en kötülerini azarlamak ve bi kaç tane de patlatmak.
Şükür ben onlardan değildim çok kötü tokat atıyodu lan adam. (bkz: ilginç)
Müdür yardımcısının sınıfa gelip gelip yerdeki kocaman kahverengimsi lekeyi göstererek geçen dövdüğüm çocuğun kanı demesi. Hala o leke neyin lekesiydi açıklayamam.
Her bayan ingilizce öğretmeni gibi benim tanıdığım ilk ingilizce öğretmeni de çok güzel bir kadındı ve ilk öğrencileri bizlerdik. Ben kendilerine su katılmamış aşık olduğumdan her fırsatta çantasını taşır, dersteyken öğretmenler odasında bişey unutmaya görsün hemen koşarak öğretmenler odasından alır getirir, teneffüslerde kantinden çayını bisküvisini getirir beni sevsin diye aslında derslerim pek de iyi olmamasına rağmen eşşekler gibi ingilizce çalışır her sınavda en yüksek notu alır sözün özü çocuk aklımla kendimce kur yapardım.
Kadın da artık bu durumu anlamış mıydı neydi çoğu yerde bana teşekkür etmek için saçımı okşar bazen de yüzü bana doğru dönükken eğilir o an kocaman göğüsleri taşacak gibi olur yanaklarım kıpkırmızı olur heycandan, kadın benim küçük omuzlarımdan tutarken önce bir yanağımdan öper sonra öbür yanağımdan öpecekken dudaklarının yarısını dudaklarıma kondururdu.
Tesadüf olamayacak derecede istisnasız hep yapardı bunu.
Derken ben kör taş attı gitti gözüne değdi hesabı yatılı bir okul kazandım başka bir şehre gidicem, birkaç yaş daha olgunum tabi birazda yaşımın küçüklüğünden dem vurup kadere sitem ederek kendimce bir aşk mektubu yazıp makul bir hediyeyle bir punduna getirip eline sıkıştırdım.
Hiç dalga geçmedi benimle büyük bir ciddiyetle mektubumu okudu karşımda, yaşıma göre daha uygun birisinin karşıma çıkacağını söyledi, sonra yine eğildi göğsüne bastırdı, önce bir yanağımdan öptü öbür yanağımdan öpecekken bu sefer dudaklarının tamamını dudaklarıma kondurdu işte o an damarlarımdan kan çekildi sanki başım döndü gözlerim karardı...
Yıllar geçti sonra facebook filan çıktı dediler ki eski arkadaşlarını ilkokul öğretmenini filan bulabiliyormuşsun, vallahamı lan dedim hemen sonra aradım buldum da.
Konuştuk biraz daha doğrusu yazıştık aslında bir polisle evlenmiş polis bunu dövüyormuş hep en son aldattığını öğrenince boşanmış polisten bir kızı varmış...
Daha sonra slm, nbr, iii ye döndü muhabbet derken bir gün bursaya gittim ben köfteci yusufta ızgara keyfi gibisinden bir fotoğraf paylaşmıştım ki aaaa bursadamısın diye mesaj attı bana bilenler bilir mahfel'de buluştuk.
Ben 25 yaşındaydım o gün o ise 40ına çok az kalmış.
Yıllar hiç değiştirmemiş sadece gözlerinin altında belli belirsiz bir kaç çizgi o kadar. Bana bu kadar büyükmüş gibi görünen o kadın omuzlarıma çıkamıyordu şimdi, el sıkıştık yanaklarımız birbirine değdi önce daha sonra o son öpüşü gibi dudaklarımdan öptü yine.
Kavunlu dondurmalarınızı yedik sigara üstüne sigara içtik hep güldük daha sonra hava karardı evine çağırdı birkaç birşey daha içmek için, hemen dolmuş taksilerden birine atladık yarım bir bursa turu yapıp altıparmaktaki evine çıktık.
Başını omuzuma koymuştu en son saçlarını kokluyordum sonra o en çok merak ettiğim göğüslerini gördüm bütün çıplaklığıyla sonra ellerimden tuttu sımsıkı bana en büyük mutluluğu verdi.
Sonra Gece yarısına doğruydu saat ayrılırken ağlıyorduk.
hoca sessizce oturup tenefüsten bizim sınıfa gelmemizi seyreder ve 10dk boyunca susup otururdu. 7-8 yaşındaki çocukların da yerlerinde oturmaları beklenmez. biz de aramızda konuşur, ayakta gezerdik. sonra hoca denen kadın kalkıp tüm sınıfı sıra dayağına çeker, yaramazlık yapanlara 2-3 kez vururdu.
ilkokul 1. sınıftaki ilk hocam emekliliğini bekleyen kafayı yemiş bir adamdı. sınıfta bize devamlı yasaklar koyar, uymayanlara feci şekilde cetvelle döverdi. öğrenciler parmak kaldırıp birbirlerini ispiyonlarlardı. koyduğu yasaklar da kurşun kalem açmak, kantinden alış veriş yapmaktı. sırf psikopatlık olsun diye koyduğu kurallardır. şimdi çoktan ölmüş, zebanilerle tanışmıştır.
tüm dersler diye bi test kitabımız vardı tuğladan daha büyük onun hepsini çözüp test kitabını yanlış şıkları ile harfi harfine deftere geçirtmişti. fotokopisini alsan bu kadar düzgün olmazdı. beğenmediği yazıyı sildirir baştan yazdırırdı. okulun en iyi el yazısını ben yazardım hiç silmedim allahtan. orta parmağımın kalem değen kısmı hala yamuk. 5-6 tane defter bitmişti. tam bir psikopatlık ama sayısal konularda çok üstümde durması sayesinde bugun çok faydasını görüyorum çok daha rahatım matematik işlemlerini yaparken.
Ozel okula gidiyordum hic unutmam bi kagit dagitmislardi sinif arkadaslarinizi ne kadar taniyorsunuz diye ana babasinin meslegi varsa bildiginiz hastaigi falan diye şeyler yaziyordu yan sinifta şamil diye bi cocuk vardi herkes toplandi aldi benim kagidi bakin ne yazocam birinin anasina ozurlu birinin meslegine pezevenk birine aptal mal sacma sapan şeyler yazdjbende tamam yeter ver kagidi dedim tam silcem boca yakaladi samil le beni hay mk ver bakayim dedi aldi zorla bayan hoca mudure goturdu mudur yardimcisi capraz sorguya aldi samil cok yaramaz bi tip olayi bunun yaptigini biliyorda bende onu ispiyonlamiyorum diye ikimizi sinif sinif gezdirip tokatlamişti piç en sonunda şamil kabul etti hic unutmam bi kulagim haalaa uzun hayatimin şokuydu mk biz çok bebeymisiz buyuklerimize çitimizi cikaramiyorduk biz son sinifa grldigimizde kucukler mudurlere kufrediyodu ogretmenlere benim paramla caliyosun lan diye bagirip aglattiklari oluyomuş.
Esnek silikon bir cubukla kendisini sinirlendirenleri dovmek, keyfi yerindeyse saka amaclı da dovmek. Neyse ki ufak tefek uflesen ucacak minik bir bebe oldugumdan tadına bakmadık silikon sopanın. *
bizim emircan diye bücür bir arkadaş vardı. Hoca ona parmağındaki yüzükle yumruk atmıştı.
Sonra osman ve halit mallarının kafalarını sırayla tahtaya vurmuştu. Adam kafaları top diye sektirdiydi.
Berkan diye bir bücür daha vardı. Onu da kulaklarından asmıştı.
Ortaokulda fenci ile sulu bir deney yapıyorduk. Kendisi kayarak yere yapıştı. O değil adam 110 kilo falandı.
Ortaokulda diğer bir fenci demir sandalyeyi kırıp düşmüştü. Bir de benim o adamla atışmam vardı. Kendisi bana laf atmıştı.
Soyunma odasında iki sınıf soyunuyorduk. O arada diğer sınıftan bir mal kapı kolunu kırmıştı. Sonra teknoloji tasarım hocası gelip kapı koluyla çocuğu dövmüştü.
Müzik öğretmeniniz saçma sapan ödevler verirdi sınıfta 2-3 kişi dışında ödevi yapan olmazdı adam derste bütün sıraları gezip ödevini yapmayanların kulagını ikiye katlayıp aguu diye bagırtırdı aaaa diye bagırmayığ aguuu diye bağırmamızı söylerdi neden aaa değilde agu dedirttiğine dair mantıklı bir açıklama hâla bulabilmiş değilim baya garip bir adamdı.
ilkokulda ortalarda oturuyordum. hoca beni hiç sevmezdi ( annemle bir tartışma yaşamıştı) velhasıl kelam öndekiler hocam arkadan ses geliyor derdi hoca gelip beni döverdi. arkadakiler hocam önden ses geliyor derdi hoca gelip yine beni döverdi. sağımdaki arkamdaki kısacası çevremdekiler yaramazlık yapardı ben yapmazdım hoca onlarla beraber yine beni döverdi.
hiç unutmuyorum bir nisan günü hoca sınıfa geldi ben hiç birşey yapmadan bana ve yanımdaki arkadaşa bağırdı ardından yeter ya ben bırakıyorum bu sınıfı deyip çekip gitti hoca bağırdığı için gözlerim doldu üstelik hiç bir sikte yapmamıştım. millet hoca gitti diye ağlıyor ben yediğim azar için ağlıyorum. sınıf üzerime geliyor hep senin yüzünden sen başka sınıfa git istemiyoruz seni falan diyorlar. her neyse ders bitmeden hoca geri geldi bir niiiiiisaaaaan diye kahkaha attı tabi sınıfta gülmeye başladı. olan bana olmuştu herkes gülüyordu bense yarrak gibi durmuş hayatı sorguluyordum gözüm yaşlı. amk aklıma geldi yine efkarlandım. şu hoca olan şerefsiz karıya bir küfür edeyim.
favoriden tutulmak suretiyle yukarı doğru çekilmesi
tahta cetvel ile ele değişik pozisyonlarda vurulması
silgi, kalem vb. nesneler atılması
gibi uzayıp giden psikopatlık listesidir.
ilkokul üçteydik, ferdi karşımda oturuyordu, esasında çok efendi çocuktu lakin babası zengin gökhanın şaklabanlığına gayri ihtiyari gülmüştü sesli, pislik teoman hoca gelip iki kulağından onu yarım metre havaya kaldırıp havadan yere bırakmıştı, berbat da bir öğretmendi, derslerde sürekli serbest bırakır resim yaptırırdı, ders işlediğini hatırlamıyorum, herkes pek iyi tabi.
Şimdi meyhane işletiyor, emekli maaşını yiyor, hayat ona güzel. Ferdi ile gökhan da iyiler hoşlar.