hepimizin hocam yerine öğretmenim dediği yıllarda, çok büyük insanlar olarak gördüğümüz hocalarımızın yaptığı bizim sorgulamadığımız ama anlamaktan çok uzak olduğumuz davranışlar bütünü.
örnek vermek gerekirse;
hocanızın dilinizi çekmesi.
kulak yerine daha çok can yakan saçınızın favori kısımlarını asılması.
kafanızı silgiyle geçmesi. en çok can yakan da budur.
3.sınıfta kolejdeydim bir ingilizce hocamız vardı çok sinirli bir adamdı çocuğun birine çok kızmıştı ve onu tüm sınıfın içinde çöpe oturtmuştu başında dikilip çıkmasın diyede kafasından bastırıyodu çok eğlenmiştik ama daha sonra çocuğun annesinin şikayeti üzerine hoca kovulmuştu.
karatahta zamanları. hoca tahtaya tebeşirle yazı yazarken bir grup öğrenci arka sıralarda muhabbeti koyulaştırmıştır. hoca da bunun farkında olduğundan sessiz sessiz tahtaya yazısını yazarken bir yandan da elinde serçe parmağın yarısı kadar tebeşir parçalamakta.
tahtaya yazı yaza işi bitince hoca ışık hızıyla arkasını döner ve elindeki 10-15 parça tebeşiri üzerimize yağdırır. biz ''ne oluyo lan'' gibisinden hem birbirimize, hem de ''bu hoca da amma sapıttı amk'' gibisinde hocaya bakmaktayız veeeee... öğrencinin kurtuluşu teneffüs zili çalar ve o dersi de atlatmış bulunmaktayız.
sinirden, sınıftaki kız arkadaşımızın kafasını tahtaya vurmak..başka bir hocamız ayağı aksak bir arkadaşımıza, sınıfta dolaşırken ayağı onun ayağına takıldı diye şu ayağını çek diğer ayağını da sakatlamayayım demesi.4.sınıfta bir soruya cevap vermek için hocam hocam beni kaldırın lütfen diye bağırmamla gelip beni ellerimden havaya kaldırması..
koridorda maç yapan 5-6 kişiyi tahtada itina ile yan yana dizip tek vuruşla hepsini birden tokatlamak. piyano çalıyor sanki pezevenk. dayakta yeni tatlar deniyor, bize küçük sürprizler yapıyordu.
henüz 10 yaşındaki çocukları soru bilemediği için kafalarına yumrukla vurması, eğer duvar yanındaysa kafalarını duvara vurması. inşallah kafan bir yerlerde kırılmıştır senin öğretmenliğin yüz karası.
ödevini her daim yapmayan sınıfın biraz saçfa öğrencisinin iki kulaklarından tutup defalarca başını tahtaya vurdurmak. çocuğuz ya, bize de günlük rutin gelirdi o'nun dayak yemesi. şimdi gel lan, "gözünün üzerinde kaş var." desen tırmalar atarım. durup durup kinleniyorum şırfıntıya.
fiş dağıtırken gözleri kapattırmak sonra fişlerin tavandaki yarıktan geldiğine inandırmak, gözlerini açan benim gibilerin de kafasına değnekle tıklatmak.
orta yaşlı bekar ve azgın resim hocasının yaptıkları.
ne kadar artist bi kişilikti o öyle anlatamam. yırtmacı bol mini etek giyerdi. sandalyeyi de tahtaya doğru çeker ve ayak ayak üstüne atar otururdu. herkes bir şeyler görürüm umuduyla da kıvranırdı. bazısı da muvaffak olurdu bu emellerine.
ama benim aklımda kalan o iğrenç vücudu değil. iğrenç uzun tırnaklı parmakları. konuşan öğrencinin yanına gelir, çıkar bakalım dilini der, o sigara parfüm karışımı kokan iğrenç parmaklarıyla tutar dilinizi ve yaklaşık bir dakika çekerdi.
içimden etmediğim küfür kalmazdı ama dilim dışarda tırnakları batmış acıyor, ağzımı kapatamadığım için tükrükler akıyor bi yandan ve sınıfa rezil olursun. hocayı görünce ağzın açık kaldı, yok ağzının suyu aktı gibi iğrenç esprilerin muhatabı olmak ise kaçınılmaz.
güzel olsa içim yanmayacaktı. yazık güzelim ilkokul hayallerime!
bizim ilkokul hocamız orta yaşlı gereğinden fazla sinirli bir kadındı.
arkadaşın biri saçma sapan hareketlerde bulundu hoca bu malı aldı bildiğin çöp kovasına oturtturdu aga. gülsek mi ağlasak mı bilemedik bi an işkence odasındayız zannetmiştim.
ödevini yapmamış bir öğrenciyi hedef alarak "bakın, bu salak gibi olmayın, yoksa sizden hiç bir halt olmaz" dedikten sonra öğrenciyi arkadaşlarının gözü önünde çöp kovasının yanında tek ayak üzerinde bekletmesidir. zira bu davranış öğrenciyi dayak yemekten daha çok etkiler. ilkokul öğrencisi kolay etkilenen bir yapıya sahip olduğu için psikolojisi çabuk bozulur. bu nedenle esas psikopatlık budur.
ilkokulda bir ingilizce hocası vardı. kendisini anmaktan nefret ederim. nede mi? nedeni her sabah tıraş olmuş haliyle gelir yanaklarını kızların yanaklarına sürter nasıl güzel olmuş mu derdi pislik psikopat. böylelerini kanalizasyona atacaksın.