varlığım türk varlığına armağan olsun! diye haykırmamış çocuktur.
bunun eksikliğini yıllar sonra belki de yabancı bir ülkede sığınmacı olmaya çalışırken bir gazeteciin çelmesi ile yere kapaklanırken anlayacak olan olan çocuktur.
2 kere okumuştum hatırladığım kadarıyla. Ilk defa topluluk karşısına çıkmanın nasıl bir his olduğunu orada tatmistim. Benim için büyük diğer öğrenciler için küçük bu olaydı galiba
malesef benim. ama Atatürk büstünün önünde okumadım ha yanlış anlamayın. kalabalık sınıf sırasında büstten gelen cümleleri tekrarladım tabi ki. günlerden birgün büstün önünde okuma sırası bana gelmişti ama ben utandığım için okula geç gelmiştim. pişmanım
Bizim öğretmen her sabah bir öğrenciyi ders başlamadan önce sınıfın önüne çıkartır andımızı ezbere okuttururdu
En nihayetinde korktuğum şey başıma geldi ve günün birinde sıra bana geldi
ne kadar iyi ezberlesem de okurken heyecandan yutkunmaya yutkundukça da iyice saçmalamaya başladım
O zaman ki öğretmenler mi çok psikopattı bizmi gerizekalıydık bilmiyorum ama hatırladığım tek şey öğretmenin bana sınıfın önünde tekme tokat giriştiği idi
Evet sırf heyecandan okuyamadım diye sınıfın önünde hocadan tekme yemiştim