her olup biteni öğretmene yetiştiren ispiyoncu çocuktur. bakın anlatıyorum. ilkokuldayız. ders beden galiba. hoca bizi dışarı çıkarmış. o zaman da okullarda nöbetçi öğrenciler var. herkes derste olduğu için biz de dışarıda derste olduğumuz için yukarı çıkamıyoruz. acayip şekilde çişim geldi. yukarı tuvalete çıkmak istedim. nöbetçi öğrenci izin vermedi. ulan altıma işiyecem. öğretmeni arıyorum öğretmen yok piyasada. gittim arkadaşım hüseyin'e, "hüseyin ben burdan tırmanıcam, şu karşı evin balkonun altına işeyip gelicem" dedim. akabinde demir parmaklıklara tırmanmaya başladım ve aşağı atladım. işedim rahatladım. geldiğimde ise ynı serilikte okula girdim. tam o sırada öğretmen geldi. arkadaşım öğretmeni görünce yanına koşturdu ve hemen ispiyonlamaya başladı: " öğretmenim öğretmenim xx karşı evin balkonunun altına çişini yaptı, bence çok ayıp yukarıda tuvalet var o nereye gidiyor çişini yapıyor" diye öğretmeni gaza getirdi. öğretmen sert sert yanıma geldi. tuttu kulağımdan ama nasıl çekiyor. bir tane de tokat koydu. gözlerim doldu. bir tokat daha koydu. sırtımı döndüm gittim. bir de ben sınıf birincisiyim he... o geri zekalı öğretmenin çözemediği matematik sorularını çözüyorum. basit problemleri çözemiyordu daha mal karı. öğretmenler gününde herkes öğretmene hediye alırken ben almadım. aidat paraları toplanırdı. ben " durumum yok babam çalışmıyor nasıl vereyim? hem aidat parası toplamak yasak değil mi?" diyerek öğretmene trip atıyordum. konuşmuyordum. sorularına yarım ağız cevap veriyordum. derste parmak kaldırmıyordum. ama eve geli pdeli gibi hırs yaparak ders çalışıp o sınavdan 95 bile değil 100 alıyordum. daha bundan 3 yıl önce öğretmeni gördüm, o günleri anlattım. beni sorgulamadan direkt dövmüştünüz dedim. hatırladı. elini falan öptüm ama. bana bir şey öğretmese de her şeyi kendi çabamla ve rahmetli anamın çabalarıyla öğrensem de, kendi kendimi geliştirsem de yine de elini öptüm. yapacak bir şey yok. ama nasıl bir kinci isem aradan yıllar geçmesine rağmen unutmadığım bir olay.
