Tanisma faslinda ebeveynlerin mesleginin sorulmasi durumu. Bu rituel kesinlikle degismeli. Anne babasi olmayan cocuklar dusunulmuyor. Bana baba meslegi sorulmustu.bende babam yok vefat etti demistim. Angut sinif kuru gurultu yaptigindan benim cevabim duyulmamisti. ikinci kez tekrarladigimda zaten aglama fasli. ilkokul denildiginde ilk aklima bu geliyor. Rezalet ani.
teneffüse nerden çıkılacağı bilinmediğinden ve annenin yabancılarla bir yere gitme öğüdünü tutup, sınıf arkadaşlarının teneffüse çıkma tekliflerini reddedip tümmm gün o tahta sırada oturmak.
4. veya 5. sınıfta fakir öğrencilerin mont, ayakkabı, kalem, defter gibi ihtiyaçları karşılanıyordu, bunun için de sınıfın en fakir öğrencilerinin tespit edilmesi gerekiyordu. bu işi kimseyi incitmeden yapmayı beceremeyen ingilizce öğretmenimiz sınıfın ortasında 5 kişiyi tahtaya kaldırmış ve ayakkabılarına bakarak: 'şimdi hangisinin adını yazacaksın o listeye hepsi birbirinden fena' diyerek o 5 öğrenciyi tüm sınıfın önünde rencide etmişti. o arkadaşlarımın başları önünde utangaç bakışları hiç aklımdan çıkmaz tabii o hocanın düşüncesizliği de.
o zamanlar bu bir zenginlik mi yoksa başka bir şeyin göstergesi miydi bilmem ama yamaha flütü olan tiplere hem imrendim o yıllarda.derste onlar kılıfından çıkarırlardı güzelim flütlerini biz de kırtasiyeden alınmış 3 liralık flütle çalardık.geçenlerde store'da gördüm o hain yamahayı fiyatına baktım 13 lira civarında bişeydi.biraz baktım flüte sonra gülümseyip devam ettim.aslında ne kadar önemsizmiş o zamanlar anlaşılmıyor tabi.demekki hocalar gitar isteseydi flüt yerine birkaç kişi katil olurdu.
ilkokulda bir adaşım vardı alperen diye çok ta iyi futbol oynardı birde çok hızlı koşardı neyse yalnışlıkla faul yaptım sınıfın en güçlüsüde benim tabi alperen anneme küfür etti kaçtı koşmaya başladı ilkokulluyuz ya yediremiyoruz anneme küfür ediyo yani sigorta attı bende oyunu durdurttum yakalayın lan onu bana dedim arkadaaslara herkes peşinde bunun koşuyoruz bahçede yakalamıyoruz herifi bir hızlı koşuyor ben sınıfın bulunduğu koridora saklandım eninde sonunda gelecekti sınıfa neyse bu girdi sınıfa herkes sınıfta toplandı ben girdim bu sınıftada kaçmaya başladı beni tuttular bu yine kaçtı kızlar filan izliyo çığlık atanı var alperen koridorda kaçarken iman gücümüdür artık o anki kızgınlıkmıdır yetiştim buna koşarken arkadan ensesinin üstüne bir yumruk attım anaaa alperen düştü yere kalkmıyor yerden alperen kalk lan anaa öldümü lan dedim koridorda bir çığlık koptu anlatamam size öldümü ölmüş ölmüş ölmüş hocaaaaaaam! ölmüüüşşş herkes toplandı ben yusuf tabi korkuyorum sonradan çıktı meğer bayılmış bu hocalar ayılttı filan ilkokulda çok içimi burkan bir olaydı bu.
beden derslerinde maç olur ya, ben bir keresinde kaleye geçip hiç gol yememiştim işte o günden sonra oooooo büyüksün kaptan falan filan bana gazı verdiler de verdiler, ileriki hafta ise oyuncu seçersin ya, kaptan ilk beni seçti kaleye. herkes ooo falan. neyse geçtik kaleye amına koyim, geçmez olaydık rezillik. gelen tüm topları içeriye aldım. bu da böyle bir anımdır.
Resim hocasi 'yusuf' gercekten nefret edilecek bir ogretmendi.ogrencileri hep ayirirdi ,tembel-caliskan ayirimi yapardi,rencide ederdi ogrencilerini.resim derslerinde eksik bir malzeme gordugunde kucuk dusururdu ogrencilerini((benimle de bu konuda cok ugrasmusligi vardir)).unutulmadik detaylardan((nefretlik detay))) birisi de 'resimci yusuf'.
ilköğretim 7. sınıfa giderken başımdan geçmiş hala aklımdan geçmemiş bir anıdır. çok sevdiğim bir kız vardı.
öyle sevmek ki düşününce uçmak, uçunca sonsuz olmak...
neyse asıl meseleye gelelim. sabah okula gitmiştim. fena kar yağmıştı. pencereden okulun önüne bakıyordum.
sevdiğim gelecekti. sırf onu göreyim diye erken giderdim okula. pencereden gözüktü birden aklım düşmüştü yerinden.
birden arkadşlardan biri geldi ve okul iki gün tatil dedi. kar çok yağmış müdür yardımcısı söylemiş herkes evine gitsin.
karanlık oldu aklım birden iki gün onu göremeyecektim. ve pencereden geri dönüp evine gidişini izledim onun.
burda apaçık bir yanlış vardı kabullenemiyordum onu iki gün göremeyeceğimi. müdür yardımcısının odasına gittim.
dedim ki hocam ben arkadşlarımı toplasam bahçedeki karları temizlesek okul tatil olmasa olur mu?
saflık işte hoca çok gülmüştü. sonra dediki biz belirlemiyoruz vali belirliyor kar tatilini.
bende çıktım okuldan eve gidiyordum. ev okulun hemen dibinde. ama hiçbir kısa mesafeyi yürümemiştim bu kadar uzun sürede.