trakyalı bir öğretmen vardı ibrahim idi ismi dua ezberleyemeyenleri tahtaya kaldırır sıra dayağına çekerdi.Vuracağı zaman siper alırdık ahaha "uslu dur" diyemezdi uz dur be evlat diyip sol elinle yanaktan destekler sağ aliyle de geçiri verirdi biz bir yandan şivesine kahkahalarla gülerekten dayağımızı yerken siperimizi de alırdık bu sırada "sal kendini de rahat döveyim" diyor ibrahim öğretmen ama bunu "zal kendini evlat" diye söyleyince şivesiyle sınıf kopuyor tabi. duaları bildiğimiz halde makara için tahtaya kalkardık ey gidi günler.
kesinlikle can yakan tekniklerdir ki klasikleşmelerinin sebebi budur. Avuç içine cetvelle vurmak şeklinde cereyan edebilir.
Ardından ateş saçan ellerin sıra demirinde soğutulması gerekir.
öğretmenin eli boşsa önce bi kulak çekilir; öğrencinin tepkisi ölçülerek tokat veya arkaya bi tekmeyle yerine gönderilir.
öğretmenin eli doluysa hakaret edilir; cetvel vs. ile vurularak öğrenci uğurlanır.
uzun tırnaklar ile kulak memesinin sıkılması, parmakların birleştirilerek cetvelle tırnakların üzerine vurulması, saçlardan tutularak kafanın sınıf tahtasına vurulması, çöp kutusunun önünde bir ders boyunca sınıfa arkası dönük tutularak ayakta bekletilmek, vs... vs....
ne yazık ki dayağı eğitimin bir parçası gören, adı öğretmen ama kendisi hiçbirşey öğretemeyen insan müsvettelerinin psikolojik bozukluklarının genel adıdır bu teknik.
tek yanlış onlarda mı? hayır; '' eti senin, kemiği benim '' diyerek çocuğunu okula yazdıran ana, baba da suçludur.
ne yazık ki eğitim sisteminden şikayet ediyoruz ama eğitimin temeli olan öğretmenlerin psikolojik olarak ne kadar eğitimsiz olduklarını bilmiyoruz.
görevini başarı ile ifa eden öğretmenlerimizi tenzih ederim...
bunların arasına bir arkadaşımın anlattığı ve beni komalara sokan teknik de dahil olsa gerek.
--spoiler--
döveceği öğrencileri karşısına dizer. yüksek bir sesle allah'ım bana güç ver diye haykırılır ve böbrek bölgelerine kesme hareketi ile zarif ve acıtıcı dokunuşlar yapılır
--spoiler--
ilk önce inanamadım ama gerçekten varmış böyle bi teknik
ne hakkı olduğunu merak ettiğim olaylardır.
Öğrencinin kulaklarından tutup kaldırmak ve yüze okkalı bir tokat atıp en sonunda kafayı tutup tahtaya yapştırmak biizim sınıfın ünlü dayaklarındandı..
en klasiği tokattır. şahit olduğum bir vakia şöyleydi. tahtayla bizim elemanın arasında aşşağı yukarı bir metre vardı. tokatla birlikte çelimsiz arkadaşımız tahtayla birleşmişti. gerçekten çok klas bir tokattı ama bu denli bir tokatın klasik tokat anlayışının dışında tutulması gerekir öğretmenler camiasında.
en bilineni favori çekmektir. sebebi ise; çocuğun çektiği acıyı öğretmenin görme arzusu falan değildir tabiki de. bu taktik öğrenciye acayip acı verir, olayın pişmanlığını tüm hücrelerinde hisseder, aynı zamanda acıdan parmak uçlarına çıkarır anında çocuğu. en önemlisi de iz bırakmaz, öğretmeni veli tehlikesi içine sokmaz, etkisi birkaç saatlik süreceği için öğrenci eve gidene kadar unutur olayı.
söz konusu iki öğrenciyse; karşıt iki kulak (birinin sol kulağı, birinin sağ kulağı) tutulur, çocuklar parmak ucuna kalkacak kadar yukarı kaldırılır, kafalar birbirine toslanır. yapılması gereken şey en sona yaptırılır : birbirlerinden özür diletilir.
cetvel falan kullanmayı lüzum görmeyerek tekme tokat Allah ne verdiyse girişmek.hem de neden?sırayı gıcırdattı diye.ne psikopat hocalarımız vardı zamanında.
