insanın gözünde büyüyen bri adidenin unutulması zaten mumkun değildir. en çok da başınızı okşdığı anları anımsarsınız. ben küçüktüm ya, der insan anımsadıkça.
her zaman olumlu olmayan, bir çocuğun içinde yara olarak da kalabilecek detaylardır.
düğmelerini düzgün ilikleyemedi diye çocuğu tahtaya çıkarıp önce "üstüne bak bakalım ne gariplik var?" gibi sorularla psikolojik işkenceden geçirip sonra da sınfın önünde bir güzel dövmek..
sınıfta belirlediği -arkadaş çocukları olan- 7 kişiyle 5 yıl boyunca muhattap olmak, geri kalan nüfusu yok saymak.
bu 7 kişi her derste başarılı olup geri kalan dökülünce de her sınavdan sonra "ben bunların kulağına mı anlatıyorum dersi, siz neden başarısızsınız ?!" diye bağrınmak..
ramazan ayında oruç tutan öğrencilerin kafasını zorla musluğun altına sokarak su içirmek..*
hasta yatağında kırmızı beneklerle mutlu mutlu yatarken "sınıfça ziyaretine geleceğiz" diye haber göndermek, onca hazırlık ve 4 saatlik bir beklemenin ardından* gelmemek. sorunca da bir arkadaşımın kızı* hastalandı, "son anda karar değiştirdik, oraya gittik" demek !
20 senedir içimde uhdedir.
bu fosil yaşantısını emekli olarak sürdürmekte ama yetiştirdiği bilmem kaç kuşağın hayattaki başarısızlığının sebebidir.*
ders anlatırken ölmesi. Allah hiç bir çocuğa yaşatmasın. *
ah öğretmenim hayatta olsanız tüm ödevlerimi zamanında yapardım, tüm veli toplantısı kağıtlarını kendim imzalamayıp anneme götürürdüm. öğretmenim hayatta olsaydınız sizin sandalyenize bir daha asla raptiye koymazdım.
sevgili öğretmenim sizi ne çok üzmüşüm, affedin beni.
önceleri kutu kolayı içmeden döküp üzerine basarak futbol oynayan biz, onun da yasaklanmasıyla elips taş bulup onlarla oynardık. patlayan ayakkabıların cezasını evde çekmek ise paha biçilemezdi.
- uzun tırnaklarıyla kulak memesinin en hassas yerini çekmek yoluyla tırnaklarını batırması.
- cetveli dik tutarak parmak uçlarına şiddetle vurulması.
(bkz: kurunun yanında yaşın da yanması)
(bkz: sıra dayağı)
bir kuşu olduğunu, kuşun evlerimizi gizlice gözetleyip kimlerin ders çalışıp, kimlerin çalışmadığını ona fısıldadığını hepimize inandırmasıydı. bazı arkadaşlarda kuşu evlerinde gördüklerini iddia edince oyun oynamayı bile unutmamıza neden olan detaydır.
-daha ilkokul bebesi olan bizlerin kafasına parmağındaki yüzükle çakmak
-suratı kıpkırmızı eden tokatlardan atmak
-zengin bebelerini kayırmak
-elde cetvel kırmak
-tahtanın önünde kıça tekme atmak
-sınıfın bir başından kafaya göze tebeşir atmak
-kulaklardan tutup kafaları tokuşturmak
-türkçeyi doğru düzgün konuşamamak
-sürekli lanet okuyup beddua etmek
-ne matematik, ne türkçe,ne hayat bilgisi bir boktan çakmamak.