kendisine yetişmemde büyük pay sahibi olduğu için teşekkür ediyorum. malesef ulaşamıyorum bir süredir, farklı illerde yaşıyoruz. oranın milli eğitimi de kişisel bilgi diye kendisi hakkında bilgi vermiyor. yaşıyorsa allah sağlıklı uzun ömür versin mehmet ali hocama.
cok kotu bir kadindi.
ben bunu o zaman degil buyudugumde anladim.
o genzi yakan parfum kokusunu o surdugu sikindirik nar cicegi rujun tonunu hic unutmam.
sinifta tamamen bir kast sistemi vardi o zaman anlamiyordum tabi cunku cocuktum.allah varsa seni kahretsin kadin.sen nasil ogretmen olabildin.
gercekten kotu bir kadindi.
o zamanin sartlarinda her seye bu kadar kolay ulasilmiyordu.paran varsa bile piyasa boyle degil.ben memur cocuguydum orta gelirli.cocuklar sagliksiz beslenme ve saglik sektorunun gelismemis olmasi.surekli ucuk cikaran arpacik cikaran surekli bitlenen arkadaslarim olurdu. bilmiyorum belki bakimsizliktandi. belki yokluktan.sinifta o zaman anlamadigim simdilerde jetonun dustugu otizmli bir arkadas da vardi. sinif degil bakin freak sov birazdan gosteroye cikacaz sanki.
kotu kalpli kadin bu cocuklari kendince belirledigi kendine en uzak siranin en arkasina oturturdu.
kendi gibi annesi ogretmen olan ve eli yuzu duzgun daha temiz cocuklarla ders islerdi.
geri zekali.
insan olmayi basaramamak ama ogretmen olabilmek.
Kim bilir nerelerde ne yapıyorsundur. Çok yaşlanmıştın zaten. Belki de göçüp gitmişsindir. Senden sonraki öğretmenlerimin çoğunu hatırlamıyorum. Sen en küçük yaşımın kır saçlı kahramanı. Yüzün, gülüşün, bana bakışın halen gözlerimin önünde. Okulun en şanslı sınıfıydık. Bana kattığın her şey için teşekkür ediyorum.
geçen pazarda yanından geçtim. beni zaten tanımasını beklemiyodum ama adam çökmüş ya. adı şerafettindi
–hocam hani kızlar yaramazlık yapınca onları sıralarına oturtup bize suçsuzken vurdunuz ya . ben onu unutmam asla.
sevgiyle anmam.
ufacık çocukların savunmasızlığından çok iyi faydalanıp ani tepkiler verip yersiz şekilde bağırarak kendini kanıtlamaya ve tatmin etmeye çalışan bir zavallıydı kendileri.
ancak 8 yıl sonra duydum ki; bunca seneden sonra yeniden sınava girip 40 yaşından sonra biyoloji kazanmış, okumuş. biyoloji öğretmeni olarak atanmış.
zira ilkokuldan lise statüsüne geçmek ve küçük çocuklardan kurtulmak için en az 5-6 yıllık zahmete değer mi merak konusu.
canım öğretmenim benim. yaşıyorsa ömrü uzun olsun. öldüyse nur içinde yatsın. çocuğun otorite ile ilk tanışmasını sembolize eder ve önemlidir. çocuğun sonra ki yaşamı bu tanışmada edindiği kimlikle şekillenecektir. bize özgür bireyler olmayı saygısızlık etmeden dik durmayı öğretti.
5 senelik ilkokul boyunca 3 okul, 7 tane de ogretmen gordum. hangi birine ne diyim. ilki haric hicbirinin ismini bile hatirlamiyorum.. o da iyi kadindi galiba.
o degil de analar babalar cok ev, mahalle, sehir neyim degistirmeyin. bak ondan sonra cocugunuz arkadaslik, dostluk kavramlarindan yoksun buyuyo.. benden size soylemesi. dostluk kavramini 22 yasinda ogrendim, kendimden biliyorum.
ne isteyecem be gider şimdi söylerim. zira üst mahallede oturuyor. * ha ben hiç denk gelmiyorum ama. valide arada bir çarşı pazarda görür konuşurdu.
kadındı, zayıftı, duygusaldı. hep hastaydı öksürür dururdu. sanırım bana şefkat ve merhameti öğreten ikinci kadındı. cuma günü istiklal marşının hemen öncesi önlüğü ayakkabıları çıkartmış terlik giymiş bana çok gülmüştü sırada.
arkadaşımın örtmenim ookgo her türlü müzoği flütle çalıyor ispiğine karşı beni dinlemiş belki yeni bir yetenek keşfediyor olabileceğini düşünmüştü ama olmamıştı benim heyecandan nefesim götüme kaçmıştı. *
özgür denilen zırtapoz arkadaşım yüzünden arka sıralara geçtiğimde beni ısrarla ön sıraya geçirir fırlamalık yapmama izin vermezdi.
Şengül hocam sen olmasan şuan mimar adayı olan ben muhtemelen babasının inşaat işlerinde çalışan eğitimsiz birisi olurdum.
Gölcük depreminin de etkisiyle hiç okula gitmek istemeyen, bu sebeple de okula 1 sene geç başlayan, okuma yazmayı bile sınıfına oranla geç öğrenen şahsımla ilgilenip defalarca Gölcük 1.si olmamda en büyük katkısı olan ve şuan üniversite okuyorsam yine en büyük katkısı olan Şengül hocam inşallah mutlusundur, inşallah bana facebookta yazıştığımızda anlattığınız hayallerinizi gerçekleştirebilmişsinizdir.
okulun ilk günü ilk derste defterlerinizin ilk sayfasını açın demişti hoca
ben abimin eski defterini götürmüştüm yarısına kadar doluydu iki taraftanda. o zamanlar defterleri iki taraflı kullanırdık. iki taraftanda boş yer olmayınca bende ortalara gelip boş sayfa açmak için defterin sayfalarını çevirirken abdurrahman hocam tam başıma geldi suratıma okkalı bir tokat geçirip ilk sayfa dedim çocuğum dedi. o zamanlar hocalar öğrencileri döverdi uslu durmadıklarında kimse de bişi diyemezdi.
ama öyle bi tokat attı sınıf bir anda ölüm sessizliğine büründü. akşam kulağım şişmişti. babama anneme öğretmen tokat attı dediğimde uslu durmamışsındır dediler. ama ailem bana o yaşıma kadar tokat atmamış.
o gün o tokatı yemek yerine oğlum neden ilk sayfayı açmıyosun diye sorsaydı belkide şu anda nasa da astronottum.
ilkokula başladığımda 4 işlem biyoloji okuma baya 3 4. sınııfa kadar olan herşeyi öğrenmiştim. abilerimden biri 3. sınıfta biri orta birdetyfdi. ben 4,5 yaşımda falna okumayı sökümüş 7 yaşıma kadar onların tüm ders kitaplarını okumuştum.
ancak o okulun ilk günü yediğim tokatla 4. sınıfta halit hoca bizim sınıfa gelene kadar ben okula küstüm. halit hocada derslere sadece biraz alıştırabilmişti.