bazen neden din öğretmenim eski boksördü diye sorgulattırır insana. lan bir ker omzuma yumruk atmıştı da bayağı dayak yemiş kadar olmuştum. allahtan ucuz atlatmşım.
ilkokul öğretmenimi her gördüğümde, her aklıma geldiğinde sadece bir tablo canlanır gözümde. 3. veya 4. sınıftaydım. sınıf arkadaşlarımdan biri öğretmenin tahtaya yazdıklarını önce deftere geçiriyor, öğretmen tahtayı sildiğinde ise arkadaşım defterine yazdıklarını siliyordu. öğretmenimiz bunu fark ettiğinde küfürler savurmuş ve öfkesini atamayınca çocuğu tahtaya kaldırıp sırtına bir yumruk indirmişti. o an öğretmenimin öfkesini ve arkadaşımın nefesinin kesilerek kıpkırmızı oluşunu hiç bir zaman unutamadım, unutmayacağım da. ve her öğretmenler gününde aramak istiyorum fakat bu manzara aklıma geldiğinde her seferinde vazgeçiyorum. allah affetsin.
tahtaya herkezi dizip carpım tablosu sorarak bilmiyenlerin ellerine tahta cetveliyle vuran bi kel ve o adam yüzünden hala carpım tablosunu ezberlememek.
sanırım 7 veya 8. sınıftayım. Tüm okul öğretmenlerinin hayranlıkla bahsettikleri, dersine girmeyen öğretmenlerin tanışmaya geldiği başarılı bir öğrenciyim.
bir gün gereksiz nedenlerle, tahtaya çıkarıldım, ve ellerime tahta pergelle defalarca vurdu ingilizce öğretmenim. Ben bana haksızlık ettiğini söylüyodum ağlarken, ben böyle dedikçe, vurmaya devam etti. Sonunda ellerime vurmayı bıraktığında, avuçlarımı kapatamıyodum. Parmaklarım hareket etmiyodu.
Böyle dengesizler yüzünden okulundan nefret eden bir sürü insan var. Eğitimini yarıda bırakan bir sürü insan var. Mesleki hatalar her meslekte varsa da, bazı mesleklerin hatası tüm toplumu etkilediği gibi, daha kronik sonuçlar da doğurabiliyor tıpkı öğretmenlerde olduğu gibi.
Keşke o gerizekalı şimdi burayı okusa,. O düşüncesizce hırpaladığın eller, 2 tane enstrüman çalıyor. Bir doktor adayıyım, cerrah olmakta kararlıyım, ve o ellerle hayatımı devam ettireceğim. Senin; bozuk psikolojinle acımadan düşüncesizce vurduğun o eller, şimdi bunları yapıyor gerizekalı insan.
Bunu sen vurdun diye yapıyor zannetme. Asıl önemli olan, bir ele vururken, bir gün o elin çok güzel işler yapabileceği ihtimalini aklından çıkarmaman gerektiğidir. Senin hiç sonrasını düşünmeden vurduğun o eller, gün gelecek kaç tane hayat kurtaracak. Adını hala aklımda tutuyorum öğretmenim, sana o günü hatırlatmak için elime bir fırsat geçsin diye.
genelleme yapmayayım ama bazı ilköğretim öğretmenleri karşısındaki çocukları kendi çocuğu gibi görmediği için dövüyor. ben de az dayak yemedim ilkokul öğretmenimden. zor durumda eve gitmek zorunda kaldığım için, izinsiz tuvalete gittiğim için dayak yediğimi hatırlıyorum. tabi bu tür öğretmenler istisna. eğer böyle bir öğretmeniniz varsa kesinlikle görseniz bile sahip çıkmayın. zaten ilkokul öğretmenlerinin çoğuda yapacak iş bulamadıklarından öğretmen oluyorlar. e haliylede sonuç ortada. dayak yiyen öğrenciler.
insanlıktan nasibini almamış, öğretmenliğin ne olduğunun ayrımına varamamış ama kpss de başarılı bir puan alarak devlet tarafından öğretmenlik görevine rahatlıkla atanabilmiş ruh hastası kişilerdir bu tanımın sahipleri. çocukların yediği dayakla küçücük yüreklerinde açılan yara umurlarında bile değildir bu onun bunun evlatlarının. bir de çocuğunu bile bile bunun gibilere emanet edipte "eti senin kemiği benim hoca" diyen ana babalar vardır ki yuh olsundur.
ülkemizin egoist öğretmenlerinin çocukların üzerinde uyguladıkları sözde eğitim biçimi.
iyi .ok yediniz, bu ülke hala "gelişmekte olan ülkeler" kategorisinden "gelişmiş ülkeler" kategorisine yükselemiyorsa, bir ton sorunla uğraşıyorsa sizin yüzünüzden. sizin attığınız o dayaklar sizin için o anda bitiyor, belki de kısa bir süre sonra unutup gidiyorsunuz, hatta kendinizi "adam olsun diye dövdüm" şeklinde avutup rahatlıyorsunuz, ama o dayağı yiyen küçük çocuk için bitmiyor, o çocuk büyüyor koca adam/kadın oluyor o gün yaşadığı travma ömrü billah peşini bırakmıyor, yani "çaktığınız çivi sökülüyor ama izi duvarda kalıyor", sonra o kişi biryerlere geliyor belki bir atölyede şef, belki bir şirketin yöneticisi belki bir müsteşar belki de bir bakan oluyor, hiçbirşey olamasa bile bir aile kuruyor anne/baba oluyor, ama o bilkinçaltındaki travma yüzünden hatalar yapan birisi oluyor, o hata yapınca çevresindekiler etkileniyor onlarda hatalar yapıyor sonra bu yayıla yayıla ülke geneline yayılıyor, sonra da "neden ülke böyle", "neden olaylar durmuyor" diye dövünüyoruz.
bugünler bu tür hocaların, öğretmenlerin eseridir. o yüzden tekrar ediyorum "iyi .ok yiyorsunuz", maalesef günümüzde hala var o öğretmenlerden.
bugün neden işsizlik bu kadar fazla, neden terör bu kadar tırmanıyor, neden aile içi şiddet had safhada, neden ekonomik sorunlar bitmiyor, neden eğitimde bir ton problem var, neden insanlar arasında husumet var, küçük olaylar neden gereksiz şekilde büyüyüp büyüyüp insanlar birbirini öldürme noktasına geliyor, neden neden neden? maalesef bu tür öğretmenlerin "adam olsun diye dövdüm" düşüncesinin arkasına saklanarak yaptığı egoistçe davranışları yüzünden.
"iyi ki de dövmüştür, eline sağlık öğretmenimin. bu etin pişmiş olmasını sana borçluyum. çiğ yetişmedim sayende, hamdım piştim yandım... o zaman beni dövmeseydi, derslere çalışmaz, bu kadar başarılı olamazdım. teşekkürler öğretmenim. mekanın cennet olsun."
eski bir öğrencin.
çok zor bir durum okula pokemon tasosu getirdığim için eşek yükü sopa ama beni üzen bu olmadı tasolarımı okulun büyük çöpüne atırdı kendi elimle canım tasolarımı çöpe attım ve sonra koca çöpün içinde taso aradım.