adamların kafasında resmen karikatürize bir din anlayışı var. üstelik bunlar okumuş, mürekkep yalamış kimseler. zahmet edip de şu işin aslı faslı nedir diye araştırmamışlar bile. tüm ömürlerini ilkokul çocuğu seviyesinde bir din anlayışı ile geçirmişler.
aldığı eğitim ile üstbeyin kapasiteleri artınca, onlardaki çocuk seviyesi din anlayışı iyot gibi açıkta kalmış. sonuçta da olmaz böyle şey deyip inkara gitmişler.
peki işin aslı nedir?
insan denen memeli bir hayvan var. normalde bu mahluk, tabiat ve madde seviyesinde yırtıcı bir hayvan olarak yaşayacak, kan dökecek, sonra da diğer hayvanlar gibi toprak olup gidecek…
ancak insanlar arasından, milyonda bir tane de olsa, çok özel zatlar da çıkıyor. bunların altbeyinlerinde kendiliğinden frekans yükseltme yeteneği mevcut oluyor. işte bu çok özel şahıslar zaman içinde altbeyin frekanslarını yükselterek evrenin üst boyutlarına çıkmayı ve pek çok sırlarını öğrenmeyi başarmışlar.
öğrendiklerini de hem kendi hayatlarını hem de çevrelerindeki insanların hayatlarını her yönden geliştirmek için kullanmışlar. öyle ki, eğer bu çok özel insanlar olmasaydı, insan denen bu canlı asla hayvanlık seviyesinden kurtulamazdı. medeniyeti tümüyle, altbeyninde algı açıklığı taşıyan, o çok özel zatlara borçluyuz.
o zatlar altbeyin frekansını yükselterek üstboyut yaşantısı içine girmişler ve çevrelerine de bunun yöntemini öğretmişlerdir. din, yani yol yöntem işte bundan ibarettir. mesele büyük ölçüde yaşantı ve deneyim ile ilgilidir. o yaşantının sözel ifadesi ise yaşadıkları dönemin imkanlarına göre olmuştur. ancak unutmayalım, sözel ifadeler dinin kendisi değildir; onlar dinin aslı olan yaşantıya işarettir sadece.
tanrı kavramı da dahil din adına bildiğimiz ne varsa hepsi tamamen yaşantıdan ibarettir. o yaşantıya ermedikçe dinin aslı ve tanrı kavramı anlaşılmayacaktır. kelimelerden örülmüş din ise yalnızca yolun başı ve giriş kapısıdır. o zatların önerilerini uygulamaya dökerek en kısa sürede yaşantıya ulaşmak gerekmektedir. bu nedenle uygulama çok çok önemlidir. felsefeci gibi işin sözel kısmında takılıp kalmak ise maksat dışıdır.
namaz, zikir ve sair ibadetler ile altbeynin frekansı yükseltilir. frekans yükseldikçe altbeyin üstboyutları görür hale gelir ve nihayet ilahi isim ve sıfatları müşahade edince evrenin tüm sırlarını(istidadınca) çözmeye başlar.
eğer bu zatların önerilerini tutmazsak hayvan seviyesinde kalırız. bilinç olarak nurani üst boyutlara geçiş yapamayız. yani nur boyutuna yükselemez ve nar(enerji, ateş) boyutunda kalakalırız. nur boyutu ile nar boyutunun imkanları ve şartları ise tamamen farklıdır. mesela dünya nar(enerji) boyutuna dahildir. enerji boyutunda kaynakların tükenici ve kıt olması, savaşa ve sonsuz acılara sebebiyet vermektedir. nur boyutunda ise kaynaklar tam tersine sınırsızdır ve bitme, tükenme ve yıpranma gibi kavramlar orada söz konusu değildir.
kısacası ister peygamberler ve onların varislerine uyarsın, istersen de uymazsın; kendin bilirsin… nasıl olsa sonuçlarına kendin katlanacaksın. onlara uymazsan, ölümden sonra bilinç bedeninle nur boyutuna geçemezsin ve nar boyutunda kalakalırsın.
sen sorulara cevap vereme her şeye kıvırt boş düşük zekalı bir takım ezberleri millete satmaya çalış düzgün sağlam sorulara cevap veremeyince böyle kıvırmaya devam. yok altbeyin frekansları yükselirmiş bir yığın zırva kaynak neresi bunu kim hangi bilim dalı ispatladı.
insan zavallı aciz bir canlı kim evrenin sırlarını çözmüş üst boyutlara geçmişmiş boş boş laflar saçma sapan zırvalar. hani nerede kim böyle bir şeyi dünyaya ispatladı. la işinizi gücünüz bilimin küffarın yaptıklarından çalıntlarla alıntılarla o eski boş iyice geri zekalı ol dedi oldi uç dedi uçti. yar dedi yardi palavralarına artık kimse inanmıyor diye utanmazca bir de bilimden kavramları çalıp milete utanmadan bunları satıyorsunuz. frekansmış bilmeneymiş la frekansı hangi peygamber biliyordu frekasların bulunması daha kaç yıl öncesinin eseri. utanmaz sahtekarlar sizi.
Oğlum 6 yaşında ve bana sürekli Allah'ı kim doğurdu, Allah'ı kim yarattı?, allah neden var?, dünyayı neden yarattı? Gibi sorular soruyor.
Hatta geçenlerde bir mevzu oldu allah kızar dedim De "nasıl kızacak o konuşamıyor ki" Dedi. Yemin ediyorum çocuk beni ateist yapacak az kaldı.