ilkokul sınıflarında, kapının hemen dibinde olan, nöbetçi öğrencinin boşaltmakla sorumlu olduğu, içindeki çöpün %83 ünün kalemtraş şeyi (anladınız umarım) olduğu, sıkılan öğrencilerin buluşma noktası ve teneffüs planlarının ( çayırda güreşelim mi lan? gibisinden ) etrafında yapıldığı yerdir.
icinde mandalina kabugu ve kalemtras artigi bulunan kovadir. orta okul ve lise cop kovasindan ayrildigi nokta bunlardir. daha sonra orta okulda yavas yavas icilen sigara paketiyle dogru orantili olarak lise yillarinda prezervatife bile rastlanmaktadir.
öğrencilerin bilimum kağıt, kalem artıkları vs attığı kova.
ama 80 li yıllarda ilkokulu okuyanlar bilir;
ilkokulda andımız ı okuyup, içeri girdikten sonra, dersten 5 dk bile olsa kaytarmak için öğrencilerin çoğu öğretmen masasının üzerindeki örtüye ve çöp kovasına koşarlardı (koşardık)örtüyü kapan silkelemek bahanesiyle, çöp kovasına koşan dökmek bahanesiyle 5 dk dışada oyalanırdı tüm koşuşturma 5 dk içindi belki ama feci zevk alırdık şimdi bakınca ne aptalcaymış diyorum ama ozaman uyanıklık göstergesiydi.
çocukluk bu değil midir zaten aptalca şeylerden zevk almak?
bizim manyak bir hocamız tarafından bir ceza aleti durumuna düşürülen çöp kovası. efendim şöyle ki: biz sınıf içinde bir yaramazlık -ki genelde konuşma,uyuma,derse saniyelerle de olsa geç kalma- yaptığımız zaman bizim sadist hocamız bizi bu çöpün başına dikerdi. ne oturturdu, ne de tek ayak üzerinde durma antremanı yaptırırdı. sadec baktırırdı içine. evet sadece baktırırdı. içinde genelde kalem çöpü vardı işte o zaman şanslıydın. ama içinde pis şeyler varsa yani çöp kovası gerçekten çöp taşımaktaysa o zaman içine baktığın o süre "son dakikalara 1-0 galip girmiş olmasına rağmen devamlı atak yiyen ev sahibi takım taraftarı gibi" eziyet içinde geçerdi...
kendi çapında bir forumdu. halen öyle mi bilmiyorum büyük ihtimalle bizim sınıftaki eskimiş yeni almışlardır. neyse aklımda kaldığı kadar anlatayım. kovadan bozma bişeydi bu. içine bir de naylon poşet geçirilmiş temizlemesi rahat olsun diye. hademeler dolu poşeti alıp boş poşet takıyorlardı.
dersten kaytarmaya meraklı öğrenci milleti (ki biz buna insan yedisinde neyse yetmişinde de odur diyoruz) ders dinlememek ve arkadaşlarıyla konuşmak için bir kalem ve kalemtraş ile bu çöp kovası yanına sürüler halinde akın ediyordu. hatta bazıları abartıp cüzdanla gidiyordu tüm kalemlerin ucunu açmak için. bazı durumlarda çöp kovasının başı aşırı kalabalık olduğunda ortamdaki ağır abilerden biri genellikle en sessiz, cılız öğrenciye "sen git otur. öğretmen anlamasın." diye talimat verirdi.
öğretmen sessizdi nedense. sanırım konuşanların ders dinlemek isteyenlerden uzak olması onun da işine geliyordu. çöp kovası takımı da öğretmenin olayın farkına varmadığını düşünüyordu heralde. daha sonra "siz giderken biz geliyorduk" diye bir deyim öğrenerek bu angutluğun yanılgısını da atmışızdır üzerimizden.
birde duvara omzunuzu dayamışsanız, kalem açma işlemini ağırdan alarak 1-2 dakikalık hoş bir kaçamak yapma yeridir.şimdilerde partiden sıkılarnların balkon, bahçe, vs. de buluşması gibi birşeydi*
lanet olsundur o çöp kovasına. hele de sınıf nöbetçisiysen, ellerin kir pas içinde kalacaktır. iğrenirsin edersin ama, öğretmen gözlerini dikmiştir sana çoktan.
ilkokul çocuklarının bir nevi buluşma noktasıdır.o kovanın etrafında bir yandan kalem açılır bir yandan muhabbet edilir. kim ne yapmıs ne etmiş herşey ögrenilirdi. *