yazılanların çoğunun aslında yazanların kendi dönemlerinde kalan espriler olduğunu düşünüyorum. 2010 lu yılların esprilerini ancak 25. nesil yazarlar gelirse öğrenebileceğiz.
Yıllardır niye unutmadığımı anlayamadığım şimdilerde hatırladığımda gülmediğim fakat ozaman gülmekten öldüğüm espridir.
Sınıfta din dersi işlenmektedir;
Öğretmen : ''Melekleri say oğlum''
Öğrenci : ''Azrail,mikail,cebrail,....................??????,bide bizim çaprazda oturan melek teyze.''
zamane cocuklari mi cok zeki, biz mi fazlasiyla aptaldik cözülemese de, baslik sayesinde simaya bir tatli tebessüm yerlestirmis, artik unutulmaya yüz tutmus espirilerdir. (cok sükür ki * )
öncelikle parmaklar birbirilerine gecirilerek, eller kapatilir. sorulan sorudan sonra, bir cift parmak acilarak devam eder. en sonunda, alinan tüm cevaplar kuralli bir cümle halinde tekrarlanir ve kopulur (!)
örnegin;
- senin adin ne?
- rosie. (bas parmaklar acilir.)
- soyadin ne?
- dunne. (isaret parmaklari ileri dogru uzatilir.)
- pismis mi, pismemis mi?
- himm. pismemis. (orta parmaklar)
- en sevmedigin hayvan?
- yilan. yok yok hamam böcegi. (hayatinda sadece hayvanat bahcesinde yilan gören bünye birden atilip yilan der, ama sonra düsünür ki; her yerde karsisina cikma ihtimali daha fazla olan hamam böcekleri cevap olarak da daha agir basmaktadirlar. ha bu sirada yüzük parmaklari da acilmistir tabii ki.)
- 9'dan 2 cikti, kac kaldi?
- 7.
(ve sirada acilan parmaklara tek tek dokunarak, cevaplari tekrarlama evresi var.)
orta okul zamanlarıydı ellaam.
birisi alakasız bir şey söylediğinde,
öteki 'laf söyledi bal kabağa, goy tabağa, yi zabağa.' diye bi şey saçmalardı.
hatta bu lafı grubumuzun parolası bile yapmıştık. ne günlerdi beaa.