(bkz: yıldırım beyazıt üniversitesi)
ingilizce diye, ankara'da diye yazdık girdik. ama günlük 5 saat ingilizce dersi canımı kampüsten daha çok sıkıyor.
bide şu üniversiteli oldum diye saçını sakalını uzatanlar yok mu hıammına..
istanbulda var olan üniversitelerin büyük bir çogunluğunun içinde bulunduğu durumdur. ögrencisine sadece ders veren sosyal açıdan kısıtlı imkanlara sahip olup, bunu da şehrin özel genclik mekanlarıyla anlasarak gidermeye çalışan üniversitelerdir. üniversite kampüsüyle vardır ve öyle de olmalidir. * (bkz: yeni yüzyıl üniversitesi)
Beykent Üniversitesi'nin Beylikdüzü kampüsü ilkokul değil bildiğin apartman öyle okul mu allah aşkına yaa. Ayazağa Kampüsü yine idare eder her ne kadar köyde olsa da.
her il'e bir üniversite kazandırmayı kendine görev addeder, kazandırdığın üniversitelerin alt yapısını, üst idaresini, içindeki malzemeyi ve eğitimin kalitesini yok sayar, sadece tabelaya odaklanırsan ortaya böyle bir görüntünün çıkması gayet doğaldır.
(bkz: yıldırım beyazıt üniversitesi)
geçici olmasıda dışında bir tesellisi yok tayyip başkan'ın türkiyenin en güzel ve modern kampüsüne başladık sözüde olmasa çekilmez.
son dönemlerde çoğalmaya başlayan ve tek bir binadan oluşan kampüsleri bulunan üniversite çeşitleridir. hani böyle bakarsınız lan burada okul mu varmış hangi ilkokul diye bakınca bir üniv çıkar. yani bir bilkent, istanbul, ankara, boğaziçi gibi kampüsleri olsun demesemde yine de üniversite gelince insanın aklına düz ilkokul binası gelmiyor.
