ilkokul aşkı

entry159 galeri5
    99.
  1. çirkin olmuş benimki. içim soğudu yeminle. ilkokulda bana aşık olduğu idda edilen bi hatun vardı. şişman değişik bişidi, o da taş olmuş evlenmiş çocukları var.
    nalan beni duyuysan boşan o salaktan ben çocuklarına bakarım naaalaaan.
    1 ...
  2. 100.
  3. gitmiş sınıfın en yaramazına aşık olmuştum ya.
    2 ...
  4. 101.
  5. okuldayken de gidip konuşamamıştım. twitter da takip ediyorum hala konuşamadım. konuşsam büyüsü bozulur gibi hissediyorum.
    2 ...
  6. 102.
  7. 103.
  8. kelimeler yetmez derler ben ifade edemiyorum işte, o yüzden "o" diyorum sevdiğime.
    "o" nun yanın da Ahmet vardı bi tane.. rahat bırakmazdı bizi bu ahmet.

    yan yanaydı sıralarımız, "o" orta sıra en önünde oturur, bende pencere sırasının en önünde otururdum, başımın belası ahmette en arkada otururdu.
    kafamızı sıraya yaslayıp uzun uzun bakışırdık utanarak, kızararak.

    ahmet severdi onu, ben de severdim.

    saçını çekerek kaçardık tenefüslerde, sonra peşimize takılır kovalardı bizi sıraların arasında, genelde Ahmet'i kovalardı, belki utandığından belki kıskandırmak istemesinden veya hiç ilgilenmediğindendir derdim. ama kızardım, kıskanırdım, tokat atacaksa bile bana atmasını isterdim ahmete değil.

    gözlerinin içi gülüyordu, heyecanlıydı o gün . ders arasında beni çağırdı yanına.

    gittim.

    "sana bişey söylicem".
    "söyle noldu ?"
    "başını eğde kulağına söylicem"

    afalladım önce bi an başımı eğmeye yeltendim. allahım! yine ahmet...

    nasıl, ne ara gördün be ahmet ? beni çağırdığını anlar anlamaz damladı hemen arka sıradan yanımıza. dedim ya rahat bırakmazdı bizi.
    yakaladı yine sevdiceğimin sıcak nefesini kulaklarım da hissedemeden.
    şakacı bi tavırla;
    "ne oluyo, ne diyeceksin , bana da söyle banada söyle." diyerek başını eğip birşeyler duymaya çabalıyordu ama ne kendisi bişey anlıyordu ne de ben. sonuçta yine turp sıktı güzelim ortama ahmet.

    kızamıyordum da çocuğa oda bana kızamazdı. ahmetle benimki tatlı bi zıtlaşmaydı ama severdik ikimizde.

    tekrar eğildim, kulağım nefesiyle gıdıklandı, gülüyordu sürekli.

    "ben.." dedi önce, sustu sonra. tebessüm etti.
    söyleyemiyordu.
    kelimeler tıkanıyor muydu boğazında yoksa anlamamı mı bekliyordu ?

    yine ahmet.yine ahmet yine ahmet.. merak içersinde bazen beni itiyor, kulağını eğip bizi duymayı istiyordu.
    "bana da söyle banada, ne dedi" kulağını eğip ahmette duymaya çalışıyordu bizi. evet bizi, evet beni, beni seçmişti o, ahmeti kovalıyordu ama beni seviyordu işte..

    " ben seni se.." dedi ki devamını yine getiremeden utangaçlığının allığı yüzünün her yanını bürüdü.



    aklıma bi fikir geldi anında, sonunda ahmeti uzaklaştırabilirdim. hemen plan yaptım ve uygulamaya geçtim.

    Önce 1-2 saniye uzaklaşıp kapıya yöneldim sevdiceğim nereye gidiyorsun der gibi bakıyordu. Dışarı çıkıp tekrar içeri girdim.
    "hoca geliyor, ben yerime geçiyorum" dedim ve sırama doğru 1-2 adım atar atmaz, ahmete de bulaştı panik. yerime geçtiğimi görünce sırasına doğru hareket etti hemen ardımdan.

    ahmetin yerine doğru hareket ettiğini görünce hemen geri döndüm daha sırama ulaşmadan. Ahmeti alt etmiştim.
    " ne diyecektin çabuk söyle" dedim, heyecanlıydım beni seçmişti işte.

    tüm cesaretiyle ;
    "deniz ben seni .."
    "deniz ben seni sevv.." dedi. kaldırdım başımı yüzüne baktım. sonra sustu "o", tebessüm yoktu çehresinde artık. bekleyiş vardı.masumiyet vardı. Onu öpmek yerine yine eğdim son kez başım.

    hoca sınıf kapısından gözüktü o sırada, herkes oturmuş ben "o" nun yanında kulağımı eğmiştim.

    Söylediklerinin yeterli oldugunu düşünmüş olacak ki
    "deniz sen tam bir salaksın" dedi "o" başımı son kez eğdiğimde. "bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş" derler. bir "salak" kelimesinin benim geleceğimde bu kadar etkili olacağını sanmazdım.

    hoca girdi içeri sonra. ayakta gördü beni ama bişey demedi. hoş ne derse desin artık. dokunurmuydu bana. bişey diyememiştim sevdiğime o yeterdi bana. diyemiyordum da. erkekliğe adım atmaktı o cesareti göstermek ama ben "salaktım" bir defa. o günden sonra kırk defa söylemeye gerek kalmadan salak olarak kaldım. Hala" deniz sen tam bir salaksın derim kendime. o günün hüznü ve salaklıgı içimde uktedir.

    yüzüm soldu, durgunlaştım, diyemedim kimseye bişey eve gidene kadar. Sebebini ben de bilmiyorum, korku, çocukluk, hafife almak belki olanı biteni. o günden sonra "o" da yüzünü astı hep ama gözlerini kaçırmıyordu, umut bakıyordu "o"nun gözlerinden. Benden cevap bekliyordu kız haliyle. ben ise susuyordum erkekliğimle. korkuyordum hala. Veremedim cevabını ona "ben de seni seviyorum" diye. uzaklaştı benden. değil saçını çekip kaçmak yüzüne bakamıyordum artık. ahmet bile şaka yapamıyordu bağırıp çağırıyordu hemen. tokat bile yiyemiyordu ağız tadıyla çocuk.

    ahmet, "ne oldu ona" derdi arada bana.
    ne olacak benim gibi bi "salağın" yüzünden diyemezdim tabi... yıl bitti, söyleyecektim artık seneye, büyümüştüm biraz daha bekliyordum sabırsızlıkla. sonraki sene gelmedi okula. okulu bırakmış. Belkide kız oldugu için ailesi okuldan almış. siz siz olun çocuklar "ona" sevdiğinizi söylemekten korkmayın!
    0 ...
  9. 104.
  10. Malesef benim yok ne bileyim böyle uzun uzun anlatacak sevecek birileri olmadı ilkokulda böyle de bir anı.
    0 ...
  11. 105.
  12. Unutulmayandır. Adı elifti. Bide sürekli dibinde dolaşan erol diye bi hıyar vardı onuda unutmadım.
    1 ...
  13. 106.
  14. Ahmetti ve sınıf başkanı sümeyye vardı durmadan Ahmet'in ilgisini çekmek için onu yaramazlara yazardı. Şerefsiz sümeyye.
    0 ...
  15. 107.
  16. 8. sınıfta 2 ay peşinden koşup çıkmaya başladıktan sonra terkettiğim kız nermin. bu gün bir avm de karşılaştık. yıllar ona bir çok şey katmış. boy hariç. 1.50 de kalmış kızcağız.
    0 ...
  17. 108.
  18. ikinci sınıfta aşık olmuştum. Beş yıl sevdim dua falan ettim şu an ki sevgilimle adı aynı Allah doğrusunu yollamış.
    2 ...
  19. 109.
  20. 110.
  21. yaş 7 boy 80-90 santim felan. boyundan büyük işlere kalkışma yaşları. evin yolunu bulmak mesele değildi elbet küçük şehirde büyüdük ve ev-okul arası 3-4 km mesafe. ama tepenin eteğinden dolaşan gizli, daha uzun ve toprak bir yol var. izel'di ismi. hiç unutmam. sınıfın en popüler kızıydı. pembe tüylü tokası vardı. bende okumayı söken ilk erkektim. mavi kurdele takarlardı bizim okulda erkeklere. annem saklar hala. kurdelemiz ve bir şeklimiz var tabii ki. ayrıca müzik dersinde de tahtaya kalkıp rahmetli barış manço'dan dağlar dağları söylemişim olaya bak sen.
    neyse okuldan çıktık konuşa konuşa yürüyoruz. oraya nasıl gittiğimizi hatırlamamakla beraber tepenin eteğindeki gizli yoldan yürüyoruz iki velet. sadece biz varız etrafta kimseler yok. neticede her gün 15 dk da eve varan ben gelmeyince bizimkiler telaş. bütün mahalle beni arıyor. üstüme düşmelerinin nedeni de o dönem ailedeki küçük tek erkek torunum. babamda broadway var hey gidi. arayıp durmuşlar okulun etrafta o mahallelerde. neyse biz de izel'le kafamız yerde utana utana yürüyoruz hala. hoşlandığın biri var mı ayakları muhabbetler. ulan 7 yaşındasın şerefsiz nereden biliyoruz öyle şeyleri yemin ederim bilmiyorum. işte bunlar heo kanal d ve subliminal aq. izel bana tokasını veriyor bende yeşil sevdiğim bir kalem vardı onu veriyorum yol bitiyor öyle bizim mahallede köprü başında buluyoruz kendimizi. sonra izel evine gidiyor bende eve doğru yürümeye başlarken babam arabayla bir anda yanımda durdu.
    (bkz: devamını biliyorsunuz)
    0 ...
  22. 111.
  23. Asude de bizim gibi 6. Sınıfa başlayacakmış. Dedem orta 1 diyor inatla ama ben biliyorum 6.sınıf. Asude de bizim okula kayıt yaptırmış. Acaba sabahçı mısın öğlenci mi Asude? Sabahçı ol, erken kalkmaktan korkma. Erken kalmak insan ömrünü uzatıyormuş, ömrün uzasın ki daha fazla beraber olalım. 5 yıldır Rıdvan’la birlikte aynı sırada oturuyoruz. Sınıfın en zeki iki öğrencisiyiz. Ben daha zekiyim. Bu sene en önde oturup O’nu yanıma almasam sınıfa ilk geldiğinde benim yanım boş olduğu için benim yanıma otursan. Beraber ders dinlesek, ben senin saçını çeksem sen de beni öğretmene şikayet etmesen.

    http://mbsadam.tumblr.com...-18-yaş-günümü-sizin-evde
    0 ...
  24. 112.
  25. uzun boyluydu.. öğle arasında bir elinde patates ekmeği diğer elinde kolası yürürdü okula doğru.. birinci sınıfta olmasına rağmen çok seksiydi.. sonradan merak ettim baktım apaçi olmuş..
    0 ...
  26. 113.
  27. eğer aşık olan takıntılıysa bütün ilkokul hayatı boyunca sürecek aşktır.

    şahsen ben 2. sınıfta tanıştım aşk denilen şeyle, tabi o zaman da yine platonikti anasını satıyım...
    1 ...
  28. 114.
  29. Üniversiteyi bitirdim hala aklımdadır. Nasıl bir etki bıraktıysa. Belki de elde edemediğim içindir. Hala rüyalarıma girer.
    9 ...
  30. 115.
  31. 90 lı yıllarda köyün okuyan tek kızı imamın kızı ve bütün sınıfın hayalindeki prenses imamın kızı.
    0 ...
  32. 116.
  33. seda adinda sarisin bir kıza vurulmuslugum vardir, askin en pasif ve en masum halidir..

    hey gidi gunler,
    0 ...
  34. 117.
  35. En fırtınalı aşktır hele bir de karşılıksız ise aylarca hatta yıllarca o kişiyi düşünerek günlerine geçirmen mümkündür.Unutulmaz asla ama takmazsın.
    0 ...
  36. 118.
  37. 119.
  38. Hala görüşürüz, mutluluk sebebi.
    0 ...
  39. 120.
  40. Oysa onun için çöpün oraya gidip, kalemini açmıştım. Daha nasıl seveyim.
    6 ...
  41. 121.
  42. Çok salaktik. Şimdi arkadaşım.
    3 ...
  43. 122.
  44. yıllar sonra bakıp da ne çirkin kızmış dediğim aşktır.
    0 ...
  45. 123.
  46. unutulmazdır. ara sıra rüyalarıma uğrar kendisi. sabah uyanıp onu rüyamda gördüğümü anımsayınca tüm gün aptal bir gülümseme yayılır suratıma. çok tatlı çocuktu be...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük