hayal meyal hatırlanan, siyah önlüklü, beyaz yakalıklı, bahçede toz toprak içinde kola kutusu, şişe vesaire ile futbol oynanan, öğretmenin sadece bilgi değil değer de kattığı günlerin kişisi.
benim ilkokul öğretmenim geçen sene vefat etmiş. çok severdi beni. yıllar önce konuşmuştuk, sesi hala çocukluğumun canlılığı, neşesine sahipti. huzur içerisinde uyusun.
candır be. saatler nasıl akmis anlamadım. sanırım egilip bukulmeden yanında ben olabildiğim,çıkar gutmedigim, her halimle kabul gorecegimi bildiğim arkadaş grubu
Seneler sonra tekrar hayatınıza dahil olduğunda sizi ya mutlu edip güldüren ya da sinirden öldüren arkadaştır. Bunlardan hayatımda bir sürü var lakin iki tanesiyle baya samimiyim. Biri gerçekten yanındayken beni mutlu ediyor, aynı şeylere gülüp aynı şeylere ağlıyoruz. Kardeş gibi geçinip gidiyoruz. Diğeri ise tam dinlenip dinlenip dövmelik bir tip olup çıkmış. ilkokulda sürekli dışlanan, sözüne inanılmayan, kimseyle doğru düzgün kaynaşamayan bir kızdı. Benim de huyumda ezilenin yanında olmak vardır. Nerede harice atılmış ve haksızlığa uğrayan biri varsa yanında biter korurum. Çocukken de böyleydim. Bu kız için çok sınıf arkadaşımın afedersiniz ağzına yüzüne sıçmışlığım vardır. Ama şimdi o sürekli korumaya çalıştığım kızın son haline bakınca uzun uzun sorgulamaya başladım hayatı. Bizim sınıftaki 38 kişi komple haklıymış ve bu hikayedeki salak benmişim. Geçen gün karşılaştık. "Allah gicikliye tırnak vermez." Sözü aklıma geldi kıza baktıkça. Kız anadolu'nun kendi halinde, mütevazi bir üniversitesinin iyi bir bölümünden mezun. Ama bir anlatışı var ki sanırsın kızı almışlar sen bu ülkedeki okullara fazla gelirsin diyip ay'a yollamışlar. Halbuki bizim o ilköğretim okulundan nerelerde nerelerde üniversite okuyanlar çıktı. Ne öğretmenler ne doktorlar. Bir tanesi de açıp ağzını bu kadar eyyorlamamıştır yanımda. Sürekli olarak kendini, kendisinin ne kadar zeki olduğunu, hocalarının hepsinin dahi olduğunu, her dalda yeteneği olduğunu, sınıfın en bilmemne öğrencisi olduğunu, ailesindeki şu veya bu mevkiideki insanları anlatan, eski istanbul ağzı yapmaya çalışıp bütün kelimeleri yanlış kullanan, her konuda haklı ve doğru olduğunu düşünen, "marka takıntısı"nı güzel bir şey zannedecek kadar sığ bir tip düşünün. Yani çocukken tünelin diğer ucunda, çocukluk travmalarını atlatıp özgüven sahibi olmaya çalışırken haddini aşarak görgüsüz bir egoiste evrilmiş beni bekleyen o kızı görebilseydim kılımı bile kıpırdatmazdım.
Hiçbir sosyal platform kullanmıyorsanız ve çocukluğunuzun geçtiği mahalleden taşınmışsanız bir tanesiyle bile irtibatınızın kalmamış olması muhtemeldir.
Konu bulmakta konusmakta zorlaniyosun ama olsun 4 ve 5.siniftaki ilkokul arkadasimla epeydir ilk defa konustuk ozlemisim ya.
Birlikte az havuz dersinden az kacmazdik.
ilkokul sıralarını paylaştığımız, birbirimizin türlü salaklıklarına tanık olduğumuz insanlardır. Yıllar sonra karşılaşıldığında genelde yürüme eğilimi gösterirler.
çocukluğun vermiş olduğu safça duygularla gelişen arkadaşlıktır. ama aralarında kalemtraşın bıçağını söküp boğazınıza çizik atanda çıkabilir dikkat edin. *
f.ö ve f.s (facebook'tan önce ve facebook'tan sonra) diye iki parçaya bölersek hayatımızı, hiç inkar etmeyelim ki böyle bir gösterişli kadir kıymet bilme hali, anılara sahip çıkma esintisi ve geçmişimizden insanlarla buluşup geçmişi yad etme tavırları sindi üzerimize. ilkokul arkadaşlarıyla buluşup kalem açmak vb. de bunlardan biridir.
onlarla buluşunca, herkesin gözüne ayrı şey çarpar tabi. vay anasını sümüklü sümbül taş olmuş, seyfi tembeldi ama cerrah olmuş gibi...
bana en çok garip gelen kızların saçları. bilmem kaç sene önceki sınıf fotoğrafında taş çatlasa bir sarışın üç kumral varken yanardöner bir hal almış arkadaşlarımın kafaları. o esmerliğin genel geçer hükmü çok gerilerde kalmış. sarı röfleler, hardal rengi, kızıl boyalar, kimi uçlarına mavi attırmış, te-hey!
ilkokul'da kalmalıdır. zira hayatınızın en saf ve salak dönemime şahit olmuştur. anımsamanın pekte gerekliliği yoktur. yaşanmış saçmalıklar bütünü hatırlanmamamk üzere silinmiştir. ne gereği var 15 sene sonra rencide olmanın.