ilkokul anıları

entry158 galeri2
    57.
  1. babaannelerin sınıf basıp benim çocuğumu bu bitli kızla birlikte oturtmayın bit bulaşıyo çocuğuma diye sizi utandırmasıdır.
    2 ...
  2. 56.
  3. ilk kez kız istemeye gittiğimiz an.
    evet evet yanlış duymadınız. ilkokula başlar başlamaz daha okuma yazmayı öğrenemeden kız istemeye gitmiştik.
    ah seda ah. bacak kadar boyuyla aklımı almıştı. sanki ben çok büyüğüm. su yeşili gözler, altın sarısı saçlar. of ki ne of. o zamanlar daha kamışa su inmediğinden farklı şeyler düşünemiyoruz tabi. neyse, son derse girmeden önce yanına gittim. elini tuttum. heyecan falan yok o zamanlar. "ben seni çok seviyorum" dedim. o da aynı şekilde cevap verip yanağıma bi öpücük kondurdu. "evlenelim o zaman" dedim. "peki olur" dedi. evlenmeye karar vermiştik.
    okul çıkışı tuttum elinden bizim eve getirdim. babam kapıyı açtı. şaşkın bi ifadeyle "hoşgeldiniz, girin içeri girin" dedi.
    asıl şoku yaşamamıştı daha. çantamızı, beslenmelerimizi, suluğumuzu boynumuzdan çıkarıp içeri girdik.
    "baba biz evlenmeye karar verdik, öp seda babamın elini" dedim.
    evde bi kahkaha patladı. annem - babam gözlerinden yaş gelene kadar gülüyorlardı. çocukluk işte "sevinçtendir" diye düşünüp mutlu olmuştum.
    babam daha sonra bu işlerin böyle olmayacağını söyleyip, öncelikle kızı istememiz gerektiğini anlattı. o kadar detaylı anlattı ki ikna olduk ikimizde. sonra seda' yı evine götürdü babam. ama gelişi baya gecikmişti. kızın ailesine durumu anlatmış. tabi onlarda başlamışlar gülmeye. bizi üzmemek için anlaşmışlar.
    kız istemeye gidicez. o yaşta öyle günlerde giyilebilecek bişeyim yok. tutturdum takım elbise diye. aldık yaptırdık boyunu falan. şu an gözümün önüne geldi de çok komiktim ya. çiçek çikolata faslını da hallettikten sonra gittik.
    heyecandan dizlerim titriyodu.
    çok iyi karşıladılar bizi. içimden "oldu bu iş" diye sevindim. babam çok geçmeden girdi konuya. o sırada kıpkırmızı olmuşumdur heyecandan. kalbim duracak gibiydi. saflık, çocukluk işte. o kritik cümle kuruldu.
    "efendim sebeb-i ziyaretimiz belli. çocuklar birbirini görmüş beğenmiş, allah' ın emri peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz"
    ters bi cevap gelecek diye korkumdan resmen gözlerimi kapadım bekliyorum.
    el cevap;
    "madem çocuklar birbirini beğenmiş, bize evet demekten başka birşey düşmez. ancak tek ricamız var. önce okul bitsin. daha sonra evlensinler"
    babam bana sordu "oğlum bak ne diyorlar, sen ne düşünüyorsun?" diye.
    mantıklı gelmişti bana "tamam" dedim.
    seda' da "tamam" dedi. içime bi mutluluk, bi coşku dolmuştu. evlenecektim.

    bu mutluluk uzun sürmedi ama. en azından seda açısından. başka sınıfta "melike" diye bi kızla tanıştım. basit bir silgi kavgası çıkarıp seda' nın beni terketmesini sağladım.
    babam seda' yı sorduğunda, "adını duymak istemiyorum, düğün iptal, biz ayrıldık" diye hava yapmıştım.

    hala görüşürüm seda' yla. aklımıza gelir güleriz sürekli. ne günlerdi ya.
    30 ...
  4. 55.
  5. Bir keresinde kartopundan Counter Strike oynarken kartopunu yanlışlıkla müdürün kafasına atıp disiplinlik olduğum yıllardır.
    0 ...
  6. 54.
  7. yeni alınan çantanın kokusu hiç unutmam bir başkaydı işte .
    1 ...
  8. 53.
  9. şu, müzik çalan,ışıklı spor ayakkabılarıdır herhalde. her ayağımı oynatışımda başlardı çalmaya dersin ortasında."yarın bunları giymicem" derdim ama;yine dayanamaz giyerdim. put gibi otururdum sonra bütün ders, çalmasın diye.hey gidi günler heey.
    0 ...
  10. 52.
  11. I.KADEME
    4. sınıfta beni sinir eden bir kızın kafasından aşağı kola dökmek.****
    2.KADEME
    Bu kesinlikle en kötüsüydü.29 ekim oratoryolarını bilirsiniz. genelde ikinci kademelere yaptırırlar. biz de 7.sınıfız ve böyle bir görev alıyoruz. son sözlerden biri de bana ait. Times gazetesinin kurtuluş savaşı hakkında bir sözünü söylüyorum. o gün de çok dalgınım ve aşırı heyecanlıyım. boy sırası yapmışız ve yanımda hoşlandığım çocuk * duruyor. nihayet sıra bana tekrardan geliyor ve hiç istifimi bozmadan sözümü okuyorum ve sonunda da ingiliz times gazetesi deyip bitiriyorum.
    birden bir kahkaha kopuyor ne olduğunu anlamıyorum ama jeton sonradan düşüyor. meğersem times gazetesini dimes meyvesuyu kıvamında tiiiiğmes diyerekten bir güzel okumuşum.
    bu da böyle bi anımdı işte.
    0 ...
  12. 51.
  13. sınıfta bit kontrolü yapılması ve saçımda bit çıkması. daha da kötüsü öğretmenin benim bitimi herkese göstermesi. özel hayata saygı diye birşey var ya hayret birşey benim bitimdi o. *
    2 ...
  14. 50.
  15. sıra dayağı, beslenme tenefüsü sonrası lanet yumarta kokusu, tonlarca yapılamamış ödev ve en önemlisi ilk aşk.
    0 ...
  16. 49.
  17. 23 nisan gösterilerinde okulun duvarında arkadaşlarla otururken canım çikolata istemişti.1.5 metre yüksekliğinde ki duvardan tek hamleyle inebilirdim çünkü sınıfın en güçlü en cesur kızıydım.inmez olaydım.eteğim duvarın tırtıklı kısmına takıldı ve 1.5 dakika kadar duvarda asılı kaldım.zevkine herhal.indirmediler hemen.
    3 ...
  18. 48.
  19. 3.dersin sonunda beslenme olurdu. kız öğrenciler pembe, erkek öğrenciler mavi beslenme çantalarının içindeki örtüyü masasına serer ve o gün mönüde ne varsa koyardı örtünün üstüne. mesela patates günü olurdu, yumurta günü olurdu*. bir gün de serbest olurdu. o serbest günde kimi düşüncesiz anneler vardır ki oğlunun/kızının beslenme çantasına koyardı salamı, sucuğu. imkanı ona göre olan öğrenciler, imkanı olup salça, peynir getiren öğrenciler iç geçirerek bakardı o sucuk ekmek yiyen çocuğa. gider anneme kızardım. ben de çikolata vs götürcem derdim. annem ise hep ayıp olur diyerek bu istediği nazikçe reddederdi. o düşüncesiz annelere ve elindeki sucuk ekmekle dolaşan çocuklara çok kızar, önümdeki salçalı ekmeği yerdim.
    4 ...
  20. 47.
  21. ilkokul birinci sınıfta ismini hatırlamadığım bi arkadaşla çete kurup diğer kızların defterlerini yırtmak ve onları darp etmek. işte kötü arkadaş insanı vezir de ediyor rezil de.
    0 ...
  22. 46.
  23. zeki amca vardı bir zamanlar, renkli şekerler, sakızlar, çıkartmalar, daha bir sürü ıvır zıvırın olduğu küçücük ama o zaman bizim gözümüze dağ gibi kocaman görünen arabası ile ilhami ahmed örnekal'in önünde duran. çok çok uzun zaman sonra üniversite yıllarımdayken tekrar gördüm onu. caddenin karşı kaldırımdaydı ve yine aynı küçük arabayı itiyordu. çok yaşlanmıştı. "zeki amca!" diye bağırdım. baktı, uzaktan neşeyle el salladık birbirimize. tabii ki beni tanımadı ama sonuçta bir zamanlar o civardaki herkesin zeki amcasıydı o.
    3 ...
  24. 45.
  25. öğretmenimizin sınıfın azmanı olan semih* in kafasını güzelim tozlu ve yeşil tahtaya 3. vuruşundan sonra tahtanın duvardan çıkması unutulmazlarımdandır. *
    1 ...
  26. 44.
  27. Bir ingilizce dersinde 'she'nin kızlar için, 'he'nin ise erkekler için olduğunu öğrenmişik. ve sınıfta sürekli benimle dalga geçmeye, hor görmeye, aşağılamaya, ezmeye çalışan bir erkek bana bütün snıfın ortasında sen bir "he"sin dedi. bende onu ben he değilim sen shesin diye koridorda kovaladığımı hatırlarım ey gidi. *
    1 ...
  28. 43.
  29. Burdan kulaklarını çınlatayım hocamın.ilkokulda bize bir kaç hareket gösterirken fermuarı patlamıştı.Okula en yakın ev benimkiydi ve ona iğne ve iplik getirdim.O zamanlar nasıl bir mutluluktu.'herkes akıllı olsun,benden aldı iğne ve ipliği'falan diye artislik yaptığım bile olmuştur.
    0 ...
  30. 42.
  31. altına işemektir. hikayede anlatacağım.

    çocuğuz ya o aralar, arkadaşlarla taştan top yapmışız oynuyoruz. okulun da dağılma saati, servis bekliyoruz. vurduğum şut gol oldu fakat arka taraftan geçen hocanın arabasının camında patladı o taş. hoca indi arabadan aşağıya, bakındı etrafına ve gördü beni, göz göze geldik.. yavaş yavaş üzerime doğru yürümeye başladı. dönüp etrafıma bakındım arkadaşlarım arazi olmuşlar çoktan. geldi yanıma:

    -sen mi yaptın evladım?

    -evet hocam ):

    -paaattt

    suratımda patlayan o tokat şu ana kadar yediğim ilk ve tek tokat olmuştur ki o tokat benim altıma işememe sebep olmuştur. evet evet abartmıyorum ciddi ciddi altıma işedim o gün.

    geçen senelerde gördüm o hocayı. aklıma geldi yaptıkları ve gittim arabasının tüm lastiklerinin havasını indirdim.
    1 ...
  32. 41.
  33. bir öğretmen ve bir veli konuşur bir öğrencide dinler:
    öğretmen-oğlum sen dinlemesene bizi hadi arkadaşlarınla oyna!
    thebalkanboy-yok öğretmenim ben laf dinlemeyi çok severim.
    1 ...
  34. 40.
  35. ne bilgisayar vardı ne de cep telefonu.araba yok tu ki dogru dürüst servis olsun. adı uzaktan kumandalı olsa dahi peşinden koşman gereken pekte uzaktan kumanda edebilme imkanı olmayan arabaların bile zenginlerin veletlerinin oynadığı dönemlerde büyümek eminim ki bu dönemden daha eğlenceliydi. voltran çıkartmaları en revaçta olan piyasaydı okulda,bir de her oyunun bir dönemi vardı. misket,fişek vb.

    öğretmen kapının yanınıda tek ayak üstünde bekletirken beni ve tepiştigim arkadaşımı; ders boyu sıkılmıştım cebimden kalemi çıkarttım ve ellerim arkada ayakta beklerken duvardaki prizle oynamaya başladım her ne olduysa çarptı beni elektrik. yıgıldım yere. gözümü açtıgımda ne olduğumu anlamadım öğretmen fena korkmuştu garibim. bi daha kaldırmadı beni tek ayak üstüne.
    1 ...
  36. 39.
  37. benden küçük yaştaki 2 kız öğrencinin, beni lavabodan çıkınca dövmek istemesi allah'tan dövmemişlerdi. amma korkmuştum ya. sonra kızlar, örülmüş saçlarımdan tokalarımı çıkartıp; saç örgülerimi bozmuşlardı! elime de tokalarımı vermişlerdi. ben de ağlaya ağlaya, sınıfa gitmiştim.
    sonra ne mi oldu? hiçbir şey. salak gibi, öğretmene bile şikayet edememiştim. tehdit etmişlerdi pislikler. *
    0 ...
  38. 38.
  39. servisin beni ilkokulda unutması.
    1 ...
  40. 37.
  41. ilk okul 1. sınıfta ilk yediğim dayağı hiç unutmam. Rahatsızlandım ve 5 gün boyunca okula gitmedim. Gitmediğim süre içerisinde mevsimleri öğrenmişiz. Okula geldiğim gün sözlü varmış. Öğretmen arkadaşlara mevsimleri sorduğunda arkadaşların verdiği cevaplardan birşeyler kapmaya çalışıyordum. Onların söylediklerini aklımda tutmaya başlamıştım. Sıra yavaş yavaş bana geliyordu ve git gide terliyordum. Sonun sıra bana gelmişti. Hocanın " Say bakalım mevsimleri" sorusunu ürkek bir ses tonuyla yanıtladım.

    *ilkbahar
    *Yazbahar
    *Sonbahar
    *Kışbahar
    0 ...
  42. 36.
  43. bazen komik olabiliyolar.

    ilkokulda altıma seçmış ve 3 saat öyle gezmiştim.Eve geldiğimde annemin ve babamın attığı kahkahalar hala kulağımda.
    1 ...
  44. 35.
  45. kardeşim ilkokula başladığı ilk hafta boyunca her gün,ilk teneffüs ziliyle beraber tasını tarağını toplayıp, okul bitti zannederek eve gelmişti.evin yolunu nasıl bulduğu ise hala bilinmez.
    halbuki bu,geleceğe işaretmiş.
    (bkz: lisede okuldan kaçmak)
    3 ...
  46. 34.
  47. o kadar rahattı ki herşey benim için. okul evimin tam karşısındaydı. zil çaldıktan da sonra giderdim. yürüme yolu sadece 1 dk. öğretmenle birlikte giriyordum ya da hemen sonra, bu yıllar boyu değişmedi; onunla beraber girmemişsem kapıyı benim için aralık bırakırdı.
    bizim zamanımızda uçlu kalemler yoktu daha yayılmamıştı. sınıfın çöp kutusunun etrafında, kızların kalem açma zamanları vardı. dersin ortasında 3-5'i toplaşır, onlar için vazgeçilmez bu hadise yapılırdı. sınıfın bütün dedikodularının döndüğü ortam. ne günlerdi..
    2 ...
  48. 33.
  49. 1. sınıfa giderken üst sınıflarda ne var diye *merak edip bakılması sonucu üst sınıflardan dayak yemek.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük