ilkokul anıları

entry158 galeri2
    82.
  1. annenin normalde içine su konulan mataraya komposto koyması ve eve yapış yapış dönmek, teneffüs arasında kaçıp yakındaki inşaata dozer izlemeye gitmek ve koskoca temel çukuruna düşmek (inşaatçılar çıkarmıştı ).
    0 ...
  2. 81.
  3. 3. sınıfta günlerce seyretmekten asla bıkmadığım ilk aşkım sevcanın, sevdiğimi söyleyemeden 4. sınıfta taşınıp gittiği okul dönemidir.
    0 ...
  4. 80.
  5. 79.
  6. Arkadaşım vardı ilkem miydi ilkin mi neydi aramızda şuna benzer bir diyalog geçmişti.
    + ilkem çok ispiyoncusun.
    - Hayır değilim! Öğretmenim altan bana ispiyoncu diyor.
    Öğretmen de kızmıştı. *
    3 ...
  7. 78.
  8. 1. sınıfta meme kavramını yeni öğrenmiş bir arkadaş vardı. hocanın göğüslerini elleyip dururdu.

    abaza insan başka oluyor be kardeş.

    ellediysek affola.
    1 ...
  9. 77.
  10. 1. sınıfa daha yeni başladık.

    büyüğümdür ama mal ötesi bir hocam vardı. galiba ziraatçiydi. sayları öğretmeye çalışıyordu ki daha ilk aydı.

    birden ikiden falan bahsetti biraz. tahtaya yazdı hatta yanına bilmediğimiz bir şekil çizip ikisini bir tavşanda birleştirdi ve bizde güldük.

    neyse birde sorununu yıllar sonra anlayabildiğim bir taner vardı. taner hafif düzey zihin engelliydi ama daha raporu falan yoktu. ee köy hali ne öğretmen adamdı nede ailesi o kadar bilinçliydi. (sene o sene)

    bir gün derste (daha rakamları yeni öğrendiğimiz o derste) taner'i kaldırdı ve bu kaç dedi. (bir gösteriyordu eli ile). garibim taner de iki dedi. hoca kızdı kendi kendine bir daha sordu, taner yine iki dedi. adam tek ikiyi biliyordu zaten. sonra tanere bir tokat attı, kaç ağzın var ulan dedi, taner yine iki diyince ''biri ile yemek biri ile bok mu yiyon lan'' dedi ki ben o an yılıldım zaten. amk. hocaya bak küfür ediyor. hemde bizim bile dalga geçmediğimiz adama.

    o olay çok etkiledi ki beni ileride hep zihin engelliler öğretmeni olmak istedim ama olmadı başka bir türünü olabildik. şimdi zihin engelli öğrencilere ayrı bir bakıyorum.
    0 ...
  11. 76.
  12. ilkokula giden her çocugun sahip olduğu anılar olmakla beraber, kişilere göre farklılık gösterir. mesela,

    http://darkoceanss.blogsp...2/03/ilkokul-anlar-2.html
    http://darkoceanss.blogsp...011/12/ilkokul-anlar.html
    0 ...
  13. 75.
  14. 5. sınıftayken fırlamalığın dozunu kaçırdığım bir resim dersinde öğretmen bana tebeşir fırlatmıştı, seri sıyrıldım tabi eğilerek tebeşir de arka sıradaki konuşmakta olan kızın ağzına girmişti. en unutamadığım tarafı kız tebeşiri yuttu, öğretmen de beni unutup akşama kadar kızla ilgilenmişti.
    2 ...
  15. 74.
  16. koridorda kovalamaca oynarken başka kovalamaca oynayan çocukla kafa kafaya çarpışmak suretiyle onun kafasında şişlik oluşmazken benim alnımın balon gibi olduğunu görmenin verdiği güçsüzlük hissi.
    yine aynı ben bu kafaya rağmen yedinci sınıfta haklı olduğum bir mevzuda birine iki defa kafa atmak suretiyle saldırmış onun tek kafa darbesiyle aynı baloncuğu görmüşümdür alnımda.
    olay müdür yardımcısına intikal etti ve o pis çocukta iki esaslı şamar yedi ama karizmam sarsıldı ve sıra arkadaşım olan o çocukla daha hiç konuşmadık.
    ilginç olmasa da bugün itirafçılık hislerim çok yoğun.
    1 ...
  17. 73.
  18. komşu ilk okulun çocuklarıyla kavga etmeye giderdik, her 2 tarafta 20 şer kişi olurdu. acayip karambol yaşanırdı. hepimiz bebek olduğumuzdan kimse yaralanmazdı en fazla 1 2 morluk okadar. sonra maçta yapardık arada.
    0 ...
  19. 72.
  20. Ders zili çalmadan sınıfların olduğu katlara çıkabilme telaşı. Bir de müdür yardımcısı olur onları görüp kovalamaya çalışan.
    2 ...
  21. 71.
  22. cetvellerimizi sıraya vurarak ses yapardık.cetvellerin numaralı kısmı sıraya vurmaktan zedelenirdi ve düz çizgi çizemez olurduk. yamuk yumuk birşey olurdu.
    1 ...
  23. 70.
  24. cadıcılık diye kıytırık bi oyun bulup köpek dişini atatürk büstüne çarparak feda etmek.
    0 ...
  25. 69.
  26. ilkokul öğretmenim okumayı tam sökenlere kırmızı, çat pat sökenlere de mavi kurdele takıyordu. bana mavi kurdele taktığı için tuvalete gidip ağlamıştım. şimdi üniversitedeyim,kalmak üzereyim ve umrumda değil, affet beni örtmenim.
    0 ...
  27. 68.
  28. insanın hayatı boyunca unutamayacağı en saf en güzel anılarıdır.en güzel çıkarsız arkadaşlıklar o zaman kurulmuştur.okadar çoktur ki bu anılar zaman zaman hatırlayıp gözlerimiz bile dolar.sınıfta konu anlatma çekişmesi,konuşanların tahtaya yazılması,cok konuşanlara çarpı verilmesi.küme çalışması yapılması,önde oturma kavgaları ,beden eğitimi dersinde ki yapılan maçlar.serviste arkaya cam kenarına oturma çekişmeleri(üniversiteye kadar sürmüştür:)..ama benim hayatımda unutamayacağım olaylardan birisi sıra arkadaşımın önümüzdeki arkadaşımızın saçından biti alıp ders boyunca sosyal bilgiler defterinin üstünde oynatmasıydı vay be de gidi günler de!!
    0 ...
  29. 67.
  30. Tenefüs aralarında okuldan çıkıp arkadaşlarımıza evin çevresini gezdirmek *
    0 ...
  31. 66.
  32. birinci sınıftayken komşu çocuğuyla aynı sırada oturuyorduk. okul daha yeni açılmıştı. arkalara doğru da bir kız ve bir erkek aynı sırada oturuyordu. ben etrafa göz gezdirip, bakınıyorum. o sırada en arkaya doğru başımı çevirdiğimde, beyaz tenli, sıska, çirkince bir şey olan çocuğu (hani şu kızın yanında oturan çocuk) gördüm. yıldırım çarptı, kalbim küt küt atmaya, nefesim kesilmeye başladı. aşık oluyordum, hatta olmuştum bile. sonraları sınıfın piçleri onuru sevdiğimi öğrendi. ümit hocanında sınıfta olduğu bir gün, onurun gözleri önünde, onura olan aşkımı ilan etmişlerdi. onur, o kadar duygusal bir çocuktu ki; önlüğünün cebinde bulunan mendili çıkarıp, burnundan akan sümüklerini sildi. o gün, o salya sümük ağlayışını görünce soğudum ondan. oysa ki ben seni diğerlerinden farklı görmüştüm onur... olmadı bu.
    0 ...
  33. 65.
  34. ilkokulda bana sataşan herkesi tekme tokat döverdim. Şu an ki cüsseme bakılsa hayret edilecek durumdur ama o zaman ne hikmetse benden dayak yiyen çok olmuştur. Bir çocuk vardı sınfımda bana aşıktı ( güya) sürekli o minyatür aklıyla mektup yazar akşam okul çıkışında sürekli beni takip ederdi. Bir akşam yine böyle eve çok az kalmıştı dönüp arkama baktım yine o. Sırtımdan çantamı çıkarıp kafasına geçirdim üstüne de tekme tokat yine dövdüm bi güzel. Ama eve gittiğimde de oturup ağladım sinirimden çünkü o hiç karşılık vermedi. Dayak atmak, karşılık gelince güzeldi oysa. Öbür gün okula geldiğinde yanında annesi de vardı. Ben bi köşeye sıvışıp bekledim öylece ama sağolsun beni ele vermedi. Hala çok pişmanım sözlük. bunu galiba itiraflara yazsaydım daha iyi olacaktı ama ne zaman aklıma gelse vicdan azabı duyuyorum. Bir özür dilerdim belki ama internet de kullanmıyo galiba. Bu da aslında dayak atmak için bir sebep olabilir.
    1 ...
  35. 64.
  36. hediye gelen kalem kutum çalınmıştı. sıramın altgözünde unutup çıkmıştım. okuldan tam çıkmak üzereydim unuttumu farkedip geri döndümde kalem kutum yoktu. çalan gerizekalı kalemlerimin bir kısmını bırakmış vicdan yaptı kendince sanırım. hâla üzgünüm!
    4 ...
  37. 63.
  38. her sene mutlaka, okul merdivenlerinde sıralanıp sınıf fotoğrefı çekilirdi. ilkokulda ki platonik ilk aşkımın mutlaka, yanında, arkasında ya da önünde sıraya girmek için mücadele verirdim. hala albüme baktıkça hatırlar gülerim.
    1 ...
  39. 62.
  40. yenilen ilk dayağın ardından oluşan sıkıntı daha sonraki dayaklarda bu yoğunlukta olmaz.
    0 ...
  41. 61.
  42. utangaç bir çocuktum. sınıfta parmak kaldırmaya çekinirdim.
    neyse öğretmen okuma öğrenenlere kurdele takardı. her gün kim okuma öğrenmiş diye sorar, parmak kaldıranlara okutur ve genellikle kurdelesini takardı.
    ben okuyabilirdim ama hiç söylemezdim. annem her eve geldiğimde sorardı ve benim parmak kaldırmadığımı öğrenirdi. kadıncağız daha fazla dayanamadı ve öğretmenime söyledi. sonra ertesi gün öğretmenim beni kaldırdı ve ben okudum. sonrasında kurdele falan.

    basit bir hikaye olabilir ama çocukluğumun özeti gibi.
    3 ...
  43. 60.
  44. ilkokul 2 sınıfta hemen yanımda oturan kız. daha okulun ilk günü her nedense benim yanıma oturmuştu. neyse biz derslere başladıkça bunda bir gariplik hasıl etti. biz bir şeyler yazabiliyor ve matematik filan yapıyorken bu sadece defteri baştan aşağı çiziyor bildiğin karalıyordu. ama ona sorduğuuzda
    -ders yapıyorum filan diyordu.
    daha o yaşta kızın gerizekalı olduğuna karar vermiştik. hiç bir şey bilmiyordu. gün boyu karalama.

    yaklaşık bir hafta filan bu kız gelip gitti sınıfa. en sonun da bir gün öğretmen
    -ben artık senle uğraşamam, deyip kızın kolundan tuttuğu gibi müdür odasına götürdü.

    olay hemen açıklığa kavuşmuştu. kız aslında okula ilk defa geliyor. yani bire gitmesi gerekiyor ama o ilk gün bir şekilde bizlerle yani ikinci sınıflarla sıraya girmiş ve ondan sonra da hep bizimle aynı sınıfa gelmişti. öğretmen bunu nasıl farketmedi, yoklama denen şey o zaman yokmuydu hatırlamıyorum.
    3 ...
  45. 59.
  46. çeşmeyi ağzına sokup su içmek gibi pis şeyler olurdu.
    0 ...
  47. 58.
  48. paha biçilemeyen bir eğlence ile okul koridorlarında, bazı zamanlar boş kola kutuları, bazı zamanlar ise minicik gazoz kapakları ile her tenefüs futbol oynamaya çalışmak.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük