7 yaşından 11-12 yaşı dolaylarına kadar süren, 5 yıllık eğitim sistemi, ilk okul deneyimidir. zorunludur. sonra ismi değiştirilmiş, ilköğretim olmuş, zorunlu eğitim süresi 8 seneye çıkarılmıştır.
okulların en güzeli.anasınıfından bile güzeldi şerefsizim. zira anasınıfında biraz tedirginlik vardı bünyede. o güzel ev ortamını (?) bırakıp tanımadıgımız bir sınıf ortamına giriyorduk zira. ilkokula geldigimizde alıştık tabi buna. bunun icindir ki anasınıfından güzel olan.
kalıcı arkadaşlıkların sağlandığı okul. her şey öyle saf ve temizken yıllar sonra buluşulduğunda daha bir sıcak olduğun zamanları yaşatacak yerlerdir. hüznü ve sevinci.
kraker yiyen arkadaştan bir tane istemek için 2 saat kafada kurgu kurmanın gerektiği, özellikle ikincisini isteyecek kadar cesareti çok az bulabildiğiniz, sonraki yıllarda çok hayır getirmeyen ve pek hatırlanmayan arkadaşların bulunduğu ortam.
biraz daha büyüyüp eşşek kadar olunduğunda tekrar ziyaret edilen ve "vay anasını, ne kadar küçük yermiş lan burası, bahçesi bile ne kadar küçük" denilen...
bugün artık anlıyoruz ki öğretmenlerimiz ve ailelerimizin birlik olup * çocukları * kendi ulaşamadıkları hayallerine kavuşturmak için tezgahladığı bir düzenin eğitim sistemimizdeki yansıması...
özellikle 23 nisan yaklaşırken bu durum artık kabak tadı vermeye başlar.
çocuklara hiç danışılmadan çocukça olduğunu düşündükleri bir takım salakça aktiviteleri çocuklar üzerinde uygularlar.
sürekli ağlayan evine gimek isteyen çocuklara bazı örnek cocuklar gösterilerek beceriksizlikle suçlanırlar.
anlaşmalı berberlerde çocukların saçları bir örnek alaburus traş edilir.
Tenefüslerin süresi 5 dakikadır.
Sonra da dalga geçer gibi "oğlum neden koşuyorsun terleyeceksin" diye sorarlar. Bizse hocaya 5 dakika içinde alt kattaki kantinden sıraya girip fruko aldıktan sonra en üst kattaki zeliha yı görüp bir tebessüm edip en sonunda da tuvalete gitmemiz gerektiğini anlatamayız...Çünkü vakit azdır.Sadece koşarız...
Bir de yaka denilen sürekli boğazımızı kesen garip bir şey vardır. bir de ne için yapıldığını anlayamadığım önlüğün arkasına dikili kumaştan kemer, her allah'ın günü kopar bu zıkkım, daha doğrusu birbirini kovalayan veletlerce kopartılır. sonra evde bi dünya fırça...
bi boka yaramayan eğitim sisteminin ilk adımıdır.
sınıf öğrencilerinin %90nından fazlası, beden eğitimi, resim ve müzikden 8-9-10 alır ama ne hikmetse bu ülkede bir tane bile adam akıllı evrensel bir atlet, ressam ve sanatçı çıkmaz. diğer geri kalan ve 5-6 ile geçilen derslere hiç değinmiyorum.
salaklıklarla geçen yıllardır.
okul fişleri, ''oo anlayalım yani'', üniteler, bilgi dağarcığı, ''hocam x bana vurdu'' gibi kavramlar içeren yıllardırda ayrıca. hayatınızın bu dönemi bittiğinde rahatlarsınız azıcıkın, çömezlikten kurtulursunuz, liseli olucam diye dört köşe olursunuz. *
1. sınıftayken böbrek hastalığı yüzünden hastanede yatmam nedeniyle sınıfta kaldığım,sonraları kardeşimle aynı sınıfta okumama ve mezun olmama neden olmuş okul.
en güzel yıllardır. Yıllığımı okuduğumda gerçekten duygulanırım hep. Çocuğuz, herkes futbolculuğumdan bahsetmiş. herkes komik, herkes mutlu. hayatın en güzel yılları belkide. ilk aşkımın fotoğrafını görebilmemde güzel bi detay tabiki.
hayata yeni başlayanlar için korkuların, heyecanların, neşelerin, üzüntülerin resmi olarak başladığı dönemdir. her şeyi ilk kez bu sıralarda görür insan. ilk aşk, ilk kavga, ilk dostluk.. adı üstünde ya ilkokul işte. kaç yaşına gelirse gelsin insan bir ilkokul öğretmenin adını unutmaz bir de ilkokulunda karşılaştığı olayları. hatıralardan silinmeyen anılarla doludur. kıymetini bilmiş olsaydık eminim daha güzel yaşardık o yılları.