amacı 35 köylünün katliamını unutturmak
olan tutuklamadır. amacına ulaşmıştır.
bugün twitter'da "uludere" kelimesi an
itibariyle sadece 22 kez geçmiştir.
bununla da yetinilmemiş, vekiller zammı analarının ak sütü gibi hakediyor
diyene yalakalananlar, vatandaşın bu
tutuklamayla uyuyacağını düşünüp vekile
yüzde 45 zam yapmıştır. bu düşünceleri
de haklı çıkmıştır, gerçekten de
vatandaş uyumuş ve bu yüzde 45 zamdan
haberdar olmamıştır. bir başka deyişle,
vatandaş yine secdedeyken parmak atmak
eylemine maruz kalmıştır.
ilker başbuğ 'un tutuklandığı mahkemede (nakledildiğine göre) aşağıdaki şekilde ifade verdiği tutuklamadır:
--spoiler--
'BANA VERiLECEK EN BÜYÜK CEZA BUDUR'
Emekli Orgeneral Başbuğ, kendisini tutuklayan mahkemede şunları söyledi:
"Bu suçu reddediyorum. Bu suçlamayla itham edilen kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 26. Genelkurmay başkanıdır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum... Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın komutanıyım ki bu TSK, dünyanın sayılı en güçlü ordularından biridir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasına gerçekten trajikomik diyebiliriz. Ben 2002 yılı 30 Ağustosun da orgeneralliğe terfi ettim ve 2003 Ağustosu itibariyle Genelkurmay ikinci Başkanlığı görevine atandım. Bu görevi yaptığım 2003-2005 yılları arasında çeşitli vesilelerle sayın Cumhurabaşkanı ve gerekirse sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine bu siyasi iktidar tarafından 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atandım. Yine şu andaki hükümetimiz tarafından, 2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine getirildim."
"Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la ve MGK üyesi olarak bu hükümetin bakanlarıyla birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanakları ve imkanları var. Bu kadar sene siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla beraber çalışıyoruz ve benim o dönemlerde silahlı bir terör örgütü kurmam ve yönetmem tespit edilmemiştir ki bu üzerinde durulması gereken bir nokta. Tespit edilmiş ve bu görevde tutulmuşsam bu da ayrı bir nokta. Bu suçlamayla emekli olduktan 1.5 sene sonra karşı karşıya kaldım. Çünkü üzücü ve anlaşılması zor olan, eğer ki benim bu faaliyetleri aktif görevim esnasında yaptığım iddia ediliyorsa ve bu faaliyetlerim o zaman devletin yetkili makamlarınca anlaşılmamışsa bunu da anlamak mümkün değildir."
"Netice olarak, böyle bir idddiayı duymak, işitmek; silahlı kuvetler bünyesinde ülkeye ve devlete şerefiyle görev yapmış bir general olarak onuruma dokunmaktadır. Bir Genelkurmay Başkanının silahlı terör örgütü kurmakla suçlanması; bu bana verilecek en büyük cezadır. Bunun bu şekilde söylenmesi bile bana verilecek en büyük cezadır, daha büyüğünün olacağını düşünmüyorum. Taktir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz."
--spoiler--
paşalar içerisinde en sessiz en sakin en akıllı olanıydı ilker başbuğ. içeri girişi de kişiliği gibi efendi gibi oldu. üzülme paşa, adalet herkes için var.
suçluluğu mahkemelerce tescil edilmediği sürece herkes masumdur. ama kesin bir şey varsa kimsenin yaptığı suçun yanına kar kalmayacağını anlaması bakımından önemli bir eşiktir. omzundaki çatal bıçak resimlerine güvenip sivil siyasal iktidarı devirmek isteyenlere "bir kez daha düşünün" ikazı vermiş olması hasebiyle mühim bir şeydir. böylece beyni küçük apoletleri büyük generallerin savaşları biter inşaallah.
büyük ölçüde abd nin 1 mart 2003 teskeresinin intikamını tsk dan alma planının bir parçasıdır.
1 mart 2003 de akp hükümetinin yeni olması ve tsk nın pek fazla tezkere yanlısı gözükmemesi üzerine tezkere tbmm den çıkmamış. abd de türkiye üzerinden geçişini ve topraklarını kullanamadığından günlerdir limanlara yanaşır halde bekleyen silah ve asker yüklü gemilerini kuveyt e yönlendirmek zorunda kalmıştı. elbette, libyada, afganistanda, ırakda neler yapan abd nin basit bir çuval olayıyla bu konuyu kapaması düşünülemezdi. yalnız burda abd derken kafalarda tek bir abd fikri oluşmasın. nasıl ki tek bir türkiye yoksa tek bir abd de yoktur. neo coniler diyelim, işte anlayın.
dünya üzerinde kendi genel kurmay başkanını bu gibi sebepler yüzünden tutuklayan ülke var mı? daha doğrusu tutuklayan var mı? bakın, burda özel yetkili mahkeme kavramını boş geçmeyelim. nerden icap etti bu? türkiyede mahkeme kıtlığı mı var? özelse kime, niye özel? devletin en tepesindeki üç beş kişiden biri olarak görev yapmış olanları araba hırsızı gibi tutuklamak, terörist etiketi yapıştırmak en başta devletin imajına vurulmuş bir darbe değil mi? basit bir şirket bile imajını korumak adına daha özenli davranır. yapması gerekeni yapar ama usulünce yapar. unutmayın, devlet denilen şeyin yüzde doksanı imajdır.
elbette, bu insanlar görev başındaki hükümete karşı bir takım faaliyetlere bulaşmış olabilirler. bu olmayacak iş değil. hükümetin elinde yetki varsa istifaya davet etmek suretiyle veya mevcut hukuğu kullanarak gereğini yapabilir. burda görülen ise hukuğun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuğudur.
sen, ey sevgili şakirt. sevinçten öyle gözün dönmüş öyle sarhoş olmuşsun ki ileri demokrasi ninnileriyle uyutuluyorsun. oysa ki devletinin altı oyuluyor ve sen buna alet oluyorsun. sabah akşam pkk ya küfür etmekle bu devlete bir katkın olduğunu sanıyorsan yanılıyorsun.
ilker başbuğ suçluysa cezasını çekmeli. burada kimsenin itirazı olamaz. tamam da tutuksuz yargılansa daha iyi olmaz mıydı? yurtdışı yasağı koyarsın, olur biter. zaten delilleri karartacaksa çoktan karartmıştır. şimdi ne delili karartacak? mahkeme sonunda hakim suçlu bulursa eyvallah. ama suç bulunmazsa boşu boşuna yatmış olacak. türkiye'de hukuk bir garip. sonra içeride gerçekten suçlu yere yatanlar da bunu örnek gösterip suçsusuz diyor. elma ile armutlar karışıyor.
yıllarını tsk'ya adamış bir adamın, cübbelilerin önünde diz çöken, ataya hakaret eden bir grubun dalavereleri ile "hukuk" adı altında özgürlüğünden edilmesi.
bir nevi hıyanet, bir nevi vefasızlık.
"demokrasi" adı altında sokaklarda "koyun dediniz koyduk" diye bağırabilecek kapasitedeki insanların bunun "hukuk" adı altında çevrilen bir oyun olduğunu anlamak istememeleri normal tabi...
"cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evladı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!"
mustafa kemal atatürk
genelkurmay başkanını darbe karştıdır diye önce idam verip ardından tüm rütbelerini söküp er statüsüne düşürüp, hapiste bir kaç ay önce emrinde olan ve karşısında it gibi titreyen teğmenler tarafından tekmelenmesi kadar doğal olandır.
tamamıyla necdet özel komutasındaki tsk'nın uludere'de yaptığı büyük hatayı örtme çabası. tıpkı deniz feneri davası örtüldüğü gibi, tıpkı ösym başkanı'nın 'ben tatmin oldum' denilerek savunulduğu gibi.
ilker başbuğ'un suçlu olduğuna kim inanır söyleyeyim. Aklını fikrini recep tayyip erdoğan'ın ağzından çıkan kelimelere teslim etmiş insanlar inanır. 'başbakanımız ne derse doğrudur, başbakanımız ne derse doğrudur.' dünyaya geldiği anda kendisinde var olan beyni, artık kendisine ait değil, başkasına ait olarak görenler bu suçlamaya inanır.
hangi mantıkla tsk'ya yıllarca hizmet etmiş bir insanın sadece 2 hafta içinde suçlu olduğuna kanaat getirebilirsiniz? üstelik 2008 senesinde kendi ellerinizle atadığınız birisi ilker başbuğ. emekli olduktan sonra silahlı terör örgütü kuramayacağına göre, muvazzafken yapmış olabilir! peki, muvazzafken siz bunları bilmiyor muydunuz? nereden tutsan elinde kalır!
daha 1 hafta ya oldu ya olmadı, 35 kişi öldü. tamam, kaçakçıklık yapanın allah belasını versin ama olayda bir hata var. çok bariz bir hata var. adamlar diyor ki, yıllardan beri zaten yapıyoruz bu işi, devletin haberi var. peki, o zaman bu insanlar hata ile de olsa neden öldürüldü? insansız hava araçları bomba attı, insan yok. yok ya! bu işin sorumlusu yok mu? var. o uçakları kim komuta etti? operasyona kim izin verdi? böyle bir operasyonun yapılması için en az bir kişinin izin vermesi lazım değil mi? kim? cevap belli baş harfi n.
1 hafta önce insanlık katliamı diye çığıranlar nerde? dediğim gibi, hayat hakkında bir görüşü olmayanlar oradan oraya savruluyor. geçen hafta 'kahrolsun kürtler, zaten kaçakçıydılar'. bu hafta 'zaten o adam terör örgütü kurmuş, bak bak habere' ondan sonra bu ülke niye gelişmiyor, niye kalkınmıyor, ab bizi niye almıyor? almaz tabi. almaz tabi, adamlar geri zekalı değil ki, iç karışıklığı olan bir ülkeyi birliğine kabul etsin. ülkenin yarıdan fazlasının hiçbir konuda görüşü yok, yakın geçmişte star'da şöyle bir soru soruldu halka, anket maksatlı. cumhurbaşkanımız kim? herkesin bilmesi lazım normal şartlarda. ama bilemedi çoğu. eğitim sıfır, herkes birbirinden torpil bekliyor. çalışmıyoruz, hazır yiyoruz. işsizlik artıyor ama hükümet 'işsizlik azaldı' derse alkışlıyoruz. az önce de söylediğim gibi, kendimize özgü bir düşünce sistemimiz yok. böyle giderse de olmayacak. 13 yaşındaki kıza 26 kişi tecavüz edecek, 'rızası vardı' açıklaması gelince sorun ortadan kalkmış olacak. işimiz yaş.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral ilker Başbuğ, internet Andıcı Soruşturması kapsamında, şüpheli sıfatı ile ifade vermek için geldiği Beşiktaş'taki istanbul Adliyesi'nde tutuklandı.
internet andıcı vakkasıyla akp'ye çok oy kazandırmış paşadır , kendi kazdığı kuyuya düşmüş soluğu silivrideki arkadaşlarının yanında almaması garip olurdu zati .
darbeye karşı çıktığı için darbeciler tarafından rütbeleri sökülen rüştü erdelhun'u aklımıza getiren olay. "akıllara 27 Mayıs darbesinden sonra tutuklanan dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'u getirdi" hani ilkti?