örgüt üyeliği ve darbeye teşebbüsle suçlanan eski genelkurmay başkanı, namı diğer "kağıt parçası", boru değil soruşturmayla an itibariye tutuklanmak üzere mahkemeye sevkedilen başbuğ'un tutuklanmasıdır. yani, ilker başbuğ a tutuklama talebi nin gerçekleşmesi durumudur.
üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne, memur parçalarının darbeye teşebbüs ettiği ülkeden onların yargılandığı ülkeye, haksızlığa karşı susan tükiye'den, haksızlık yapanı yargılayan türkiye'ye. çuval çuval delile rağmen kolunu sallayarak gezenlerin hak ettikleri yere tıkıldığı türkiye.
"ergenekon davasına hep destek tam destek"in devam ettiğini gösteren yeni gelişmedir.
Nöbetci mahkemelerin %90 ihtimalle tutuklama karari cikarma istatistiklerine göre bugün gerceklesebilecek durumdur.
Edit: Tahmin ettigim gibi gerceklesmis ve tutuklanmis. Nerde yasiyoruz lan biz. nasil bir rejimdir bu. Nasil bir demokrasidir. Kenan evren halihazirda bir darbeciyken disarda sözde darbe girisimine kalkismis herkes icerde.
e-muhtıra veren zevatın değilde, kurumunu savunan adamın tutuklanmasıdır. haksızlıktır...
ha unutmadan e-muhtıra verene üstün hizmet madalyası vermişlerdi...
(bkz: ileri demokrasi)
yetmez ama evet. daha neler olacak neler. bu ülkede otobüslere molotof atıp içindeki insanları canlı canlı yakan adamlar dışarıda, kürtlere artık özerklik yetmez diyen insanlar mecliste. daha neler görecez neler acaba...
Babalar gibi darbeyi yapan, binlerce insana cezaevlerinde işkence yaptıran, "asmayalım da besleyelim mi?" deyip gencecik evlatları darağacına yollayan kenan evren'in ve e-muhtıracı yaşar büyükanıt'ın adam gibi yargılanıp da ceza almadığı ülkede muhtemelen gerçekleşecek olan hadisedir. her geçen gün daha bir yabancılaşıyorum bu memlekete netekim.
hayat böyledir ama. birileri saltanatını payidar etmek için darbe yapar, masum canları yakar. birileri de "ordu yıpranıyor" naralarıyla bu saltanata su taşır.
darbenin bu kadar ısrarla savunulduğu, o darbenin de o savunanlara hiçbir faydasının dokunmadığı ama aynı kişilerin insanları cahillikle suçladığı kaç tane ülke var bilmiyorum ama bir tanesi türkiye.
sizin eksiliyor olmanız, benim bir darbeden, dolayısıyla da bir işkenceden kurtulduğum gerçeğini değiştirmiyor. size karmalarınızla ve çürümüş vicdanınızla mutluluklar. bize hala nefes alabiliyor olmanın huzuru yeter.
lav silahına boru, ıslak imzaya kağıt parçası dersen, poyrazköyde silahları biz koymadık toprak verimliydi, mahsulu iyi biz ne yapalım deyip kafana göre basın açıklamaları yaparsan, seni izleyenlere gerizekalı muamelesi yaparsan zamanı gelince alırlar içeriye ilker.
kiminin sevincinin kiminin üzüntüsü olduğunu göstermektedir. sevinçliyim çünkü bu sayede hala hayattayım. siz neden ve kim için üzgünsünüz, onu anlamak zor. onca darbe planı gözünüzün içine içine sokulmasına, yerde silahlar "fışkırmasına" rağmen "cemaat işi"yle kendinizi rahatlatadurun. başarıya ulaşmış tüm darbeler başarısını bu kamuoyu tecavüzüne borçludur.
bu ülkede genelkurmay başkanlığı yapmış bir kişiye;
--spoiler--
''Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs''
--spoiler--
(milliyet.com.tr'de yazan metin)
suçlamasını getirmek için oldukça iddialı olmak gerek...
kim neyin peşinde belli değil!
suçlama 'görev esnasında zimmete para geçirmek' olsa yapmıştır diyebilirim... insandır nefsi var...
suçlama 'görevini, yetkisini kötüye kullanmak' olsa ona da eyvallah denilebilir...
ama hiçbir askerin 'türkiye cumhuriyetini hükümetini ortadan kaldırmaya' teşebbüs edeceğini ya da düşüneceğini asla aklıma getirmem!
ne kadar ironik değil mi? devletin polisini tokatlayan, kürdistan bayrağı açan, dağlara çıkan, dağa çıkanlara destek veren, dağdakilere bir şey olmasın diye sivil direniş gösteren, terörist cenazelerinde en önde saf tutan, askere kurşun sıkan, onca insan dışarıdayken ve hiçbir şey yapıl(a)mıyorken... yazık!
askere dokunulmazlık kalkmışmış... e tamam iyi hoş güzel de; sen meclisteki teröristlerin dokunulmazlığını kaldıramadıktan sonra ne anlamı var?
kürdistan bizim hakkımızdır ya da bunun benzeri açıklamalar yapan insanların türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak gibi bir düşünceye sahip olmadığını düşünüyorlar sanırım... hümanistiz ya biz...
sikerim böyle işi. daha 7 sene önce canımı vereceğim ülkeye şimdi sikimden akan suyu vermem. siktir olup da gidiyorum bu ülkeden siktir boktan yaşantılardan olaylardan bıktım. adamın suçu nedir söyleyeyim ben. yahudi falan olması mı? yok amına koyayım bu adamın tek suçu en yüksek rütbeyi takması. sikerler türkiyeyi sikimde değil artık vatan millet olgusu. beni türkiyeye asimile yapanları da sikeyim amk ne güzel çerkesdik. en azından devlet askeri sikmiyor o özerk cumhuriyette.
bugün arkadaşlar ile tartışmamıza neden olan mevzu.
bir hükümet kendi döneminde genelkurmay başkanlığı yapmış bir kişiyi kendi yanlı mahkemeleri ile(yargı artık bağımsız olmaktan çıkmıştır) yargılıyor olması cidden çok tuhaf.
kezaa senin devletine dolayısı ile temsil yetkisi ile hükümetine bağlı olan bir kurumun başında bulunan bir adamı görev aldığı süre zarfında denetleyemiyorsun daha sonra kalkmış adamı o veya bu suctan dolayı itham ediyorsun.bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz demezler mi adama.
artık er olmanın daha rütbeli olacağı bir döneme geçtiğimizin simgesidir bu olay. bedelli medelli yapmamak gerek bu devirde. er olarak yapcaksın komutanlar çay may getirecek nasıl olsa keyfin rahat takılacaksın!.
hakkında ne tür iddialar var bilemiyoruz ama ilker başbuğ tutuklanıyorsa elde yeterli delil vardır diye düşünüyorum şahsen. sözlüğe bakılırsa suçsuz günahsız bir adamın ifadesini alıp tutuklamışlar. yok öyle değil işte gençler. andıç olayında meselenin ilker başbuğ'a dayandığını hepimiz biliyoruz. peki o zaman neden bu takiye?
biraz tutarlı olmak lazım. ilker başbuğ demokrasiyi içine sindirmiş bir komutan olsaydı kara-hava-deniz komutanlarını yanına alarak canlı yayında hepimize meydan okumazdı. ulan anlamıyorum bu insanları. yahu bu ilker silaha güvenerek canlı yayında hepimize tehdit savurdu hala neyin tatavası bu? üzgünüm ama yapmayacaktı o yanlışları. yapılan planları yırtıp çöpe atıp bu işleri tezgahlayanları kurumdan uzaklaştırmalıydı. o zaman kalbimizde ayrı bir yeri olurdu, vatansever bir komutan olarak anılırdı ama ilker bey engellemeyi bırakın propaganda siteleri kurduruyor, toplantılar düzenliyor, lav silahına boru diyor.
türkiye'nin güvenlik politikası iç tehdit ekseninden çıkmıştır artık iç tehdit diye bir kavram yoktur. yıllarca iç tehdit diye diye bu ülkenin insanlarını fişlediler dünyadan bihaber yaşadık atı alan üsküdar'ı geçti biz hala kendi vatandaşımızla kavga ediyoruz.