"size yakışıyor mu" gibi basit bir tabirin ayar olduğunu öğrenmemize yol açmıştır. paşa sıçsa "verdiğin ayarı yerim paşammm" diyeceklerin elleri kızarmış alkışlamaktan görebiliyoruz.
onu bırakın da postalın tadı nasıldı, ondan bahsedin bize...
m. ali birand'ı çok sevmemekle hatta konuşma tarzına uyuz olmakla beraber, başbuğ'un cevabında, sorudan kaçmak hariç hiç bir şey göremiyorum.
basın toplantısı yapıp, soru soran gazetecinin, ne olursa olsun kullandığı kelimeye takarak soruyu cevaplamadan geçiştirmesi ayar değil, kaçıştır. ama ustaca yapmıştır bunu.
aboooooov! ilker başbuğ'un "tahmin ettiğim bir şeyi daha sormadınız" diyerek kendi kafasındakilerin sorulmamasına getirdiği eleştiri üzerine mehmet ali birand'ın "o zaman siz istediğiniz soruları önceden bildirin de ona göre soralım" şeklinde gülerek verdiği karşı ayarla şık bir ikili oluşturmuştur.
mehmet ali birand'ın güya ince zekasıyla alaya alarak kullandığı fışkırma kelimesi karşısında, başbuğ'un buna izin vermemesiyle sonuçlanan güzel bir ayar olmuştur. medya basınında hatrı sayılır bir kişilik olsada askerle konuşurken daha özenli olması gerektiğini hep beraber gördük.
ayardan ziyade azardır. çocukken bir kusur işlediğimizde evde yalnızsak, şamar, değilsek bu şekilde şık bir azar işitirdik. konu bu azar karşısında birand ın yaşadığı ezikliktir. sözlerinin arkasında duramamasıdır.
vay be büyük ayarmıştır da değeri bilinememiştir. ne demiş paşa "size yakışıyor mu böyle fışkırmak vs.", helal olsun paşama, iyi demiş. neyse paşanın yalanacak başka mm2 si kalmadıysa geyiği geçelim de gerçeklere bir bakalım...
bu sorunun ve (güya) ayarın üzerine cevap verebilmiş midir paşa? verdiği cevap yaklaşık olarak şu; "başka ülkelerde çıkmadığını nerden biliyorsunuz". evet umarız necip türk milletinin içi rahatlamıştır, başka ülkelerde de olabilirmiş. paşa ima etmiş bunu, ima ettiyse vardır bir bildiği değil mi? ben bilmem paşam bilir...
hepsi bir yana da, paşanın konuşma sonunda birand'tan aldığı ayar ne olacak onu bilemiyoruz. kessek mi, yayınlamasak mı? koskoca paşa bu yahu. varlığım türk paşasına armağan olsun...
ha bu arada, aynı saatlerde 9 şehit verdik lanet olası pkk pisliğine. paşa zahmet edip gazetecilere lav silahının parçalarını anlatacağına işine baksın ve karakol baskınları da dahil olmak üzere yaşananların hesabını versin kamuoyuna. veremiyorsa da istifa etsin her onurlu görev adamı gibi. bakalım o zaman da bu kadar yürekli olabilecek mi?
mab´legenelkurmay baskani arasinda yasan bir diyalog.mab abartmis "silah fiskirmasi" benzetmesiyle. silah petrol olmadigi icin fiskirmaz, fiskirabilmesi icin, sivi bir madde olmasi gerekir, ve bildigim kadariyla silah sivi bir madde degildir, ve fiskiramaz. bundan dolayi mab verdigi örnek fiziksel acidan uygun olmayan bir durumda oldugundan genelkurmay baskani da ona bunu hatirlatmistir. türkiye´de insanlari töhmet altinda birakacak önyargilar olusmasina önayak olacak yorumlar gazetecilerin agzinda olmamalidirlar.
genelkurmay baskani devlet protokolünün en üstteki kisilerindendir. kordiplomatik acidan bu protokole uygun
bir dil ve üslupla konusulur bu mevkilerdeki kisilerle, eger üslup uygun degilse, uygun hale getirilir.
ilker başbuğ'un zihniyetini ortaya koyan ayar verme çabasıdır bu. bir benzeri bir agatha christie romanına şöyle yansıyabilirdi:
- bu kadın katledildiğinde neredeydiniz bay rutterford?
- bakın bay james, siz yıllardır bu işin içinde olan bir dedektifsiniz. bu katliam değildir, lütfen mevzuyu abartmayalım, bu sıradan bir cinayettir.
- sorumun cevabı bu değil.
ilker başbuğ'un zor bir sorudan ustaca bir manevra ile kaçma yöntemidir. postal yalayıcılar hazır kıta böyle bir atraksiyon beklediğinden "oley obarey, başbuğ willy birand'a ayar verdi yuppi" nidaları atmaya başlamış. yazık lan çok yazık, şu toplantıya bakıp akla gelen tek şey, askerin bu kadar gazeteciyle oturup 2,5 saat konuşması kadar saçma bir şey olabilir mi sorusudur. muz cumhuriyeti mübarek.
ayar ile azar arasındaki farkı bilmeyenler için "oww müthi$ yaa", "ömrümde böyle ayar görmedim valla üstadım" $eklinde garip garip yalakalık modu olu$turmu$tur.
Demagoji yapmanin en guzel yontemini secmistir. Mehmet Ali Birand, tamam geri aldim demesine ragmen ustune gitmistir, konuyu saptirmistir. benden once bir cok arkadasin yazdigi gibi; bu bir ayar degildir.