ilkelliğine bu benim kültürüm diyen zihniyet

entry35 galeri0
    1.
  1. 21. yüzyıl türkiyesinde hala masa sandalyeyi gereksiz bulan, çadırda yaşayan göçebeler gibi iki büklüm olup yerde yemek yiyen, bunun ilkellik olduğunu kabul etmeyen insan tipidir.
    bunlar çatal bıçak kaşık kullanmasa da olur. çöl bedevileri gibi elle de yiyebilirler. arap yağı boldu mu dötüne sürermiş, eli dötüne sürerek sabun ve su masrandan da kurtulur temizliği beleşe getirirler.
    9 ...
  2. 2.
  3. sosyal hayatta ilkellik gibi bi' kavram oldukça göreceli olduğundan ötürü ne anlatmak istediği anlaşılmayan edebiyat harikası bi cümledir.

    japonlarda hala çubukla yemek yiyorlar bildiğim kadarıyla adamlar dünyada teknoloji devi.

    edit : kültürün ne kadarı kültürdür, ne kadarı değildir sorularının cevapları, sosyal antropologlar ve sosyologlar tarafından yıllar önce verilmiş zaten. götümüzden tanım uydurmayalım, nedir ilkellik? neye göre ilkellik? japonlar kadınlarına köle muamelesi yapıyolarsa bu ilkellik değil hıyarlık. ama çubukla yemek yiyorlarsa bu ilkellik değil gelenektir. ha sonunda "bence" ibaresini özellikle ekleyerek şunu söyleyemek daha mantıklı, bi şeyi yıllar boyu aynı şekilde yapmış olmanız onun salakça olmadığı anlamına gelmez diye. ama yerde oturarak yemek yemek, kime ne zarardır? ne yiyene ne yemeyene zararı var. adamın yere oturması da sana batmasın, kadına köle muamelesi yapması batsın ama. akıl kıvrımlarını çalıştırıyoruz, örneğin üstüne tanım kuruyorsak örneği iyi seçip durumları yorumluyoruz, işkemden atmıyoruz, genelleme yapıcam derken çığır açmıyoruz.
    19 ...
  4. 3.
  5. ilkellikten nemalanan reis ya da şeyhtir.
    3 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. her köye gittiğimde hemen bir yer sofrası hazırlanır, kuru fasülye, pilav, turşu yanında köy ekmeği, yoğurt gibi ilkel besinler (hiç çatal-kaşığın sofraya konma yönlerine bile bakılmaksızın) getirilir. hatta ekmek kesilmek yerine vahşice elle koparılır. ne tarafından servis yapılacağını bile bilmeyen ilkel köylü insanım öylece sofranın ortasından uzatıverir tabağını.
    tüm bunların yanında en ufak bir entellektüel konuşma yoktur yemek esnasında. ibrahimin ineği, mustafanın kocaya kaçan kızı ya da yeni alınan traktörün tekerlekleri falan anlatılır.
    kültüre bak...
    oysa ki nereden çıktığını bile bilmeyen insanların ağzında sakız olduklarını bilmezler. bilseler bile "biz köylüyüz, aklımız ermez" deyip geçerler. ne yücedir bu insanlar. efendidir, yolsuzluk, hırsızlık bilmezler. hatta tiksindikleri halde eşcinselleri bile bıçaklamaz bu asil insanlar.
    şimdi medeni olduğunu düşünen çoluk çocuğa acınır içten içe.
    kültüründen utanır olmuştur, çarpıtmalarla bilmemelerle, cahilliklerle.
    yazık olmuştur.
    8 ...
  9. 6.
  10. uygarlığı masada yemek yemeğe indirgeyen zihniyete gülüp geçen zihniyettir. yerde yemek yemek; çatal kaşık kullanmamak ya da ilk insanlar gibi yaşamak demek değildir. demek ki bazı insanların uygarlık adına yaptığı tek şey masada yemek yemektir. kişi eğer masayı bu kadar çok seviyorsa ters çevirip ayaklarından da faydalansın.
    6 ...
  11. 7.
  12. teknolojide ilerlemiş japonun çubukla yemek yemesi onun geleneğidir ancak bu hareketin ilkel bir hareket olmadığı anlamına gelmez.bu çağda çubuk mu kalmış. sıkıysa çorbayı da çubukla içsin. hala kadınına köle muamelesi yapan adamdır japon. çubuk da onun ilkelliği.

    eskiden kalan olan herşey kültür değildir. kültürün bu çağa uyan kısımları kültürdür, çağın gerisinde kalan kısımları ilkelliktir. 1000 yıl önce çadırda yaşıyorduk çünkü o zamanki türklerin ev kültürü oydu. atalarımızın adeti bu diye hala çadırda mı yaşayalım dedirten entrydir.
    3 ...
  13. 8.
  14. - abi sen ilkelliğine ne diyosun?
    + valla 23 santim damarlı diyorum.
    - kültür mültür?
    + aynen kütür kütür.
    5 ...
  15. 9.
  16. öğretmen : evet çocuklar bugun insanın zamanla yaşadığı kültür evrimini incelicez. insanlar önce ağaç kovuklarında, sonra ayı gibi mağaralarda, sonra çadırlarda, sonra da evlerde yaşadıklar.

    1.çocuk : öğretmenim biz niye hala çadırda yaşamıyoruz ama o bizim kültürümüz?
    2.çocuk : öğretmenim biz niye hala mağarada yaşamıyoruz ama o bizim kültürümüz?
    3.çocuk : öğretmenim biz o zaman niye ağaç kovuğunda yaşamıyoruz ama o biizm kültürümüz?

    öğretmen : çıkın lan dışarı.
    2 ...
  17. 10.
  18. yanlış bir düşüncedir.sana göre ilkellik bana göre tercih örf adet sen çiğköfteyi de çatalla ye kuru fasulyenin suyuna ekmek banma siz ilkellik diyerek bunların tadına varmayın ama unutma o insanlar hayatlarında sizden daha çok zevk alıyor ve alıcaklar.
    2 ...
  19. 11.
  20. başkasının kültürünü ilkel bulan "modern" zihniyetin dışkısı.
    5 ...
  21. 12.
  22. amazonlarda hayatta kalamayan beyaz insan hakkında o "vahşi" hayatta yaşayabilen bir kabilenin düşündüğü şey olabilirdi bu.

    ama değildir, zîra sosyal darwinizm içinde türklerin aydınlanmacı kesiminin de olduğu beyaz adama özgü bir bakış açısı ve davranış pratiğidir.

    kapitalizmin dünyanın en ücra köşelerine bile hükmetme çabasındaki açgözlülüğün saldıran bir modernizmle bu kadar örtüşmesi de dikkatlerden kaçmamalıdır.
    0 ...
  23. 13.
  24. kendi kültürüne ilkel diyen insanla eşittir.
    0 ...
  25. 14.
  26. geçmişte insanlar misvakla diş fırçaladı bu benim kültürüm o zaman bu çağda elektrikli diş fırçası çıktı ama kullanmıyorum, ben misvakla dişimi fırçalıyem diyen ilkel insan tipi buna örnektir. hala aktarlarda misvak dalları satılmasının sebebidir.

    bu çağda hala göçebeler gibi yerde yemek yiyen insanın , uygar insanlar gibi masada yemek yemeği, vahşi kapitalizmle ilişkilendirmesi ve kültürel yozlaşmayla ilişkilendirmesi de ilkelliğine kültürüm diyen insana örnektir.
    1 ...
  27. 15.
  28. kente göç etmiş köylüler, bir sermaye birikimleri olmadığı için varoşlarda yaşadılar, şehir insanının uygar ve konforlu yaşam standardına hep imrendiler ulaşamadılar ama hep kıskandılar. ulaşadıkları için hep bok attılar.
    alafranga tuvalet daha konforluydu, onlar için lükstü , dini gerekçeleri gösterip bok attılar.
    aile planlaması şehirlilerin refah seviyesini yükseltti, beceremediler dini gerekçeleri gösterip bok attılar.
    şehirliler gibi tahsil yapamadılar, cahil kaldılar, cahilliğin kompleksiyle tahsillilere entel dantel diye bok attılar.
    maddi-manevi bu çağın adamı olmayı beceremediler, gelecekten bir umutları olmadığı için yüzlerini geçmişe döndüler. sürekli geçmişe özendikleri için adam bu çağın adamı olamıyorlar.
    3 ...
  29. 16.
  30. ilkellik ve kültür farklı konulardır.köylülerin hepsi şehire göç etseydi şuan domates yerine tahıl gevreği yerdin medeniyet bu sana göre.titreşimli diş fırçası ile misvak(#4907899) arasındaki farkı ayıramayan medeniyet hayranı olan cahillerin savunmaya çalıştıkları ama aynı zamanda farkı olmadan kendilerini rezil eden kişilerin saçmaladıkları düşüncedir.
    0 ...
  31. 17.
  32. köylülerin şehire göç etmesi onları şehirli yapmaz. yapsa ne köylü ne kentli, iğrenç varoş kültürü olmazdı.

    dünya titreşimli diş fırçası devrine girmişken , hala misvak kullanmanın dinle sünnetle falan alakası yoktur.tek açıklaması ilkelliktir. bu kafaya göre ,o zamanlar çatal bıcak kullanılmıyordu elleriyle yiyorlardı biz de elimizle yiyelim.
    deveye biniyorlardı araba kullanmayalım deveye binelim..
    3 ...
  33. 18.
  34. kendi ülkesinde etnosenterizm yapan zihniyetten daha sağlıklı bir zihniyettir.

    (bkz: ilkel sensin kültür de sana girsin) *
    1 ...
  35. 19.
  36. ilkellik ve kültür kavramını tam olarak bilmeyen bireyin sahip olduğu düşünce. ayrıca sözlükteki bazı yazarlara acilen türkçe kelimelerin anlamlarını içeren bir kitap verilmeli ve bu kitaptan ilkel, kültür, uygar, uygarlık, modern gibi kelimelerin anlamlarını iyice ve doğru bir şekilde öğrenmeleri tavsiye edilir.
    0 ...
  37. 20.
  38. ne yaparsınız ki belli bir yaşam biçimini insanlara dayatmaya çalışan zihniyette kendi içine düştügü ve farkında olmadıgı daha dogrusu ayrım yapma yoksunlugu nedeniyle idrak edemedigi durum nedeniyle ilkelin önde gidenidir.kısaca asıl ilkel benim demek için konuşan zihniyettir.

    insanları tek tipleştirmek için ugraşan, aynı olmaya, kendi gibi olmaya zorlayan, kendi gibi olmayanı yadsıyan zihniyetin ta kendisidir ilkel zihniyet.

    insanları belli kalıplarda yaşamaya zorlamak, kendileri gibi yaşamıyorlar diye onlara farklı gözle bakan zihniyet acaba kendisi çagdaşlıgın neresinde duruyordur çok merak edilir.insanların hayatına , tercihlerine burnu sokanan çagdaş(!) zihniyete bak sen...!
    2 ...
  39. 21.
  40. evime alafranga tuvalet koymicam , çömelerek sıçmaya devam edicem bu benim kültürüm
    ( dedenin dedesinde alaturka da yoktu o zaman onun gibi sokağa sıç be adam)

    evime masa almama da gerek yok yere örtü serip yerde 2 büklüm yicem daha zevkli
    ( masaya gerek yoksa o zaman çatal bıçak da kullanma araplar gibi elle ye be adam)

    resmi nikaha gerek yok dini nikah yeterli bu benim kültürüm.
    (o zaman senin kızın da üniversiteye gidince palavradan bir imam nikahı yapıp sevgilisiyle aynı evde kalsın sesini çıkarma)

    her çağın kendi doğruları vardır ve yok ben bu çağın doğrularını kabul etmiyorum , ben illa ortaçağı yaşicam , dersen sen geri bi adamsıdır.
    4 ...
  41. 22.
  42. lan nasıl unutulmuş?

    karadeniz insanını yansıttığını zanneden; (bkz: yemekteyiz şaduman)

    "kitar mi, ha ben duymadum oni"
    2 ...
  43. 23.
  44. gelişmesi mümkün olmayan zihniyettir. misyon olmadığı için vizyon da olmayacaktır.
    1 ...
  45. 24.
  46. kendisine bu yakıştırmayı yapan zihniyetsize gülen zihniyettir.

    en basitinden japonlar'ı örnek verirsek, ameliyatlarda kullanılan neşter ve bistürileri, eskiden katana yaptıkları yöntem ile, "Tamahagane" kullanarak yapıyorlar.

    şimdi söyle bakalım, kimin kültürü ilkel, kim ilkel, kim kültürünü koruyor, kim asimile olmuş?
    1 ...
  47. 25.
  48. jakoben geleneğin hastalıklı düşüncelerinden kaynaklı bir tespit.

    hayatın gerçeği şudur ki, dünya üzerindeki binlerce değişik kültür kendi ihtiyaçlarına ve fıtratlarına göre kendi yaşam tarzını belirler. bu tarzın onlara getireceği dezavantajlar ve avantajlar da tamamen kendi sorumluluklarındadır. hayat onların hayatı olduğu için, onların hayat tarzlarına ve kültürlerine saygı göstermek, beğenilmiyorsa da geçip gitmek gerekir.

    bizim çakma aydınlanmacılar da tıpkı diğer kesimler gibi "kendi oluşturdukları bir hayat tarzı"na sahipler. ama farkları şu ki, kendi kültürlerinin kıstaslarını esas alarak stratejik verimlilik açısından yargılayıp değiştirmeye çalışırlar. diğerlerine eşit olmalarına ve toplumda kendine has bir renk olmalarına rağmen diğerlerini haksız şekilde ilkellikle vs. suçlarlar. kendilerini hipnotize ettikleri sığ felsefelerinin sınırı dışına çıkıp objektif olarak bakıldığında ise bu tavırlarının tek meşruiyet kaynağının sahip oldukları politik güç olduğu görülür. bence ilkellik sıfatı birine verilecekse işte bu "aydınlanmışlık illüzyonu" ile zuhur eden cehaletin sahiplerine verilmeli.

    toplumun evrilişi ve değişim rotası, sonsuz "ihtimal"leri içeren bir bilinmezdir bana göre. kimse yarın karşılaşacağı olayın ne olacağından %100 emin olamaz. bu bilinmezlik herkes ve herşey için geçerlidir ve bu herşey birbiriyle etkileşim halinde olduğu için iş daha da karmaşıklaşır. çünkü hayat maddi manevi trilyarlarca unsurun değişik boyutlarda bir araya gelmesiyle oluşur ve devinir. bu durumda zeka ile belirlenecek kurallar ve "doğru"lar değişen hayat şartları içerisinde yıkılır gider. ancak işin özü ile bağlantılı bir "akıl" yoluyla haber alınmış ilkeler "doğru" olma sıfatı kazanır.

    ancak bizim çakma aydınlanmacıların hayat anlayışının özüne göre, toplumun gelişimi bir çizgi gibidir. bu zevat, hayatın getirdiği şartlardan ötürü en bariz özelliği "yok etme" ve "maddi imkanlara sahip olma" gücünün fazlalığı olan batı kültürüne fanatik bir hayranlık geliştirdiler. dogmaları yıktıklarını sanarlarken o dogmalar yerine kendi dogmalarını getirip koydular. bu dogmanın yaklaşımını analiz edersek, dogmayı şöyle özetleyebiliriz:

    "toplumun gelişimi bir çizgidir ve bu çizginin ileri noktasında "muassır medeniyet"* vardır. toplumların "mutlak kötüden mutlak iyiye doğru" gelişimi bir çizgi şeklinde olmak zorunda olduğu için, muassır medeniyet sahipleri gibi yaşamanın haklı olduğuna kanaat getirmeyen ve onlar gibi yaşamayanların* bu çizgide ilerleyemediği anlaşılır. bu yüzden onlar gericidir, cahildir ve zorla aydınlatılmaya** muhtaçtır. hatta bu uğurda baskı altında tutulabilirler,* hakları dahi ellerinden alınabilir.***"

    ama sonuç olarak bu hareket, yani toplumu toplum dinamiklerini anlamadığı halde değiştirme çabası - her ne kadar "yok etme" gücünü mutlak doğru olmadığı halde mutlak doğru zannedilen hedefler doğrultusunda kullanarak kültürde bir iz bırakabildiyse de - bütün kurumlarıyla birlikte mutlaka çökmeye mahkumdur. çökeceği yer ise mezar mı olur, yoksa çiğ köfteye yumulmak için yer sofrası mı olur, orası meçhul.

    ezilmiş olanların, konuyla değişik perspektiflerden ilgili ve bağlantılı düşüncelerinin başlıkları için bkz;

    - kanlı mı olacak kansız mı?

    - laik devlet yıkılacak elbet

    - insanlık onuru işkenceyi yenecek

    - erzurum erzurum olalı, moğol zulmünden beri böyle eziyet görmedi

    - paranın saltanatı varsa, halkın direnişi var

    - zalimin zulmü varsa mazlumun allah'ı var.

    vs. vs.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük