Yemekleri sevmek, yemekten büyük haz duymak.
Cinsel dürtülerine yenik düşmek, libidosu yüksek olmak ve her fırsatta sevişmek.
Taraf veya yandaş olmak.
Bir fikri öğretildiğinin dışına çıkarak söyleyememek, sürekli alıntı yapmak.
Kült bir yaratıcılığa sahip olamamak.
Hislerinin kaynaklarını anlayamamak ve onlara çözüm üretememek.
toplum içinde standart çizginin biraz dışında giyinene, belirli bir seviyenin üzerinde güzel/yakışıklı veya çirkin olana, böyle bildiğin camız gibi bakmak.
kendisine yapılan bir terbiyesizliğe/suça şu çağa yaraşır hukuk-kanun gibi yollar ile çözüm aramak ve adalet sağlamak yerine ilkel kan davası mantığı ile çözüm bulmak..
bir sporu eşinle/sevgilinle/arkadaşlarınla iki kutu bira açıp, çerez yiyerek izlemek, eve dönerken de izlenilen şovun muhabbetini yapıp evde de sevgilinle sevişmek yerine maç çıkışında cebinden kılıç gibi döner bıçağını çıkarıp ''böeerggghhhhh ananızi skmeye geldik ulaaagghhnn'' diye böğürüp etrafta terör estirmek.
futbol denilen spordan artık tiksiniyorum sizler yüzünden..
en son izlediğim maçı hatırlamaya çalışıyorum da.. sanırım o güney kore'de oynadığımız dünya kupası üçüncüsü olduğumuz maçtı.
Duyma problemi olmayıp aynı ortamda ve telefonda sanki sesinin duyulmayacagini sanarak veya söylediklerinin gaile alınmadığını düşünüp cebren karşıya iletme isteği ile yüksek sesle bağıra bağıra konuşması, insanı deli eder. Başka bir belirti her konuda anlatacak "benli" bir hikâyesi olur, ben de şöyle yapmıştım bana da böyle olmuştu, ben ben ben. Her yaptığı hareketin iyi veya kötü sonucunu bir nedene bir bahaneye bağlamak. Ne karışık insanlar var aq sinir bozucu.