william shakespeare der ki
"Bir sevgilinin, sevdiğine verebileceği en güzel hediye öpülmemiş dudaklarıdır." ilkinizi heba etmeyin. Sevdiğiniz kişiye hediye edin.
ilki ergenlik yıllarında yaşanır ve o zamanlar "orgazmdan daha zevkli anlar"dan birine tekabül ederdi. o öpüşmeden sonra karında kelebek uçuşur, eve ağız beş karış olmuş şekilde gidilirdi. dudakların birbirine değdiği o an uzun süre akıllardan çıkmazdı. *
enteresan olabiliyor. anaokulundaydım. taburelerde oturuyoruz. dersin tekinde öğretmen bir şeyler anlatırken rastgele yanımdaki kızı dudaktan öpmeye başlamıştım. kız da tabureden düştü sonra.
izmir pasaporttayız bilen bilir banklarda oturuyoruz mevsimlerden yaz körfezden rüzgar vuruyor, çingenelerin binbir ısrarına rağmen çiçek almadan tavşan dan fal çekmeden manzarayı izliyoruz. o zaman ki yarim omzuma yaslanmış bende yanağından bir buse alayım diye eğiliyorum ve hooop dudak dudağa geliyoruz... Hep korkardım ulan öpüşemem ben beceremem diyordum ama o nedir ? meğer içimde ne cevherler yatarmış da haberim yokmuş sözlük... Gayet ıslak ve yarı erekte olmuş halde ilk öpüşmemizi yaşıyoruz, devamında bir kaç gün bütün izmir sokaklarını el ele öpüşerek dolaşıyoruz. ilkler unutulmuyor tabi...
her iki taraf içinde ilk ise diş çarpmaları yanlışlıkla dudak ısırmaları meydana gelebilir ama buna rağmen en güzel öpüşme asla untulmucak olan ilk olanıdır.
ilk öpüşmenin ağız yalamaktan bir farkı yok ya da ağızdan öpmekten. partner de önemli. eğer sana öpüştükten sonra" biz şimdi neyiz" diyen bir kızla olduysa hatırlamak da istemezsin. neyse.