dudaklar kilitlenir, nefes verişini teninizde hissettiğiniz anda kalbiniz hızlıca atmaya başlar, tüm sesler kesilir ve başınız dönmeye başlar...
not: genelde dil kullanılmaz, kullanılsa da sonucu pek olumlu olmaz.
vucudundaki tüm tüy, kıl, yün ne varsa hepsinin birden protokol edasıyla dimdik ayağa kalkmasıdır. kanının damarlarında ters aktığını hissettirir. o anda bi bok anlamazsın. yıllar sonra keyfini çıkarırsın.
florya sahiliydi.. merdivenlerden indik elini tuttum sola döndük. bir süre yürüdük. deniz ve "o" sağımda idi. sol elim ile sanırım bir şeyi işaret ediyordum denize doğru. beraber baktık ben biraz eğilmiştim sanırım göstermek için o başını benden önce çevirince çeneme çarptı.. sonra olması gereken oldu.. bırakın öpmeyi elini tutumayı bile hayal edemezdim o an. kalbin halını düşün.
bacakların birbirine dolanır,gözlerin istem dışı kapanır.
kalbin durmuştur ya da hızlı attığından kendini kaybetmişsindir.
vücudunu bir sıcaklık basar anlamazsın,korkarsın noluyo olm diye.
tatlı bir korku vardır hayatının o 10 saniyesinde.
kimilerine göre seksten dahi önemlidir bu eylem.
hayatın önemli bir noktasıdır eğer öptüğünüz kişi aşık olduğunuz kişi ise kalbiniz yerinden fırlıcak gibi olur. gözler kapanır. ilki ufak sürer dudağının ıslaklığını alınca heyecanınız artar ve saçını boynunu okşayarak kendine çekerek uzun uzun öpülür. *
hiç zevk vermez. o anda belli edilmez ama içten içe "bu muydu lan yani, bu muymuş şimdi, tuzsuz çorba gibi lan bu" der kişi ama nasıl ki arabanın motoru yol alındıkça açılıyorsa bu da öyle bir şeydir işte.
yine de minnesota wild'ın play-off yapmasına tercih edilmez bu duygu zira ilk öpüşme dandik, hayal kırıklığı, ergenlerin ahihi-kikiki yapması dışında bi numarası yok. maçı izleyip üçüncüden başlayalım bence.