pembemsidir. onun da ilk öpüşmesiyse ikinizin de pembeye dönüşen yanacıkları diğer öpüşmelerde orjinal rengini korur. o ilk öpüşmedeki utangaçlık, acaba nolur nolucak dilimi kullanıcakmıyım * gibi sorular artık yerini 'öpüşürken ellerimle napsam acaba' sorusuna dönüşür.
Heyecandan yüzlerin kızardığı, kalp atışlarının kendini kaybettiği insanın geçmişine baktığında herşeyi unutabileceği ama o anı asla unutamayacağı anlardan biridir.
eğer adamı sevmiyorsanız, bu muymuş lan dediğiniz olay. ama benimkinin giriş hikayesi güzel... şöyle ki,
efenim daha ergenlikteyiz o zamanlar. arkadaşla buluşmuşuz. önümüzde vodkalar falan. liseli alkol ortamı. sarhoş falan değildik de biraz rahat konuşuyorduk işte. neyse, çocuk yarım saattir kendi hakkında övünüp duruyordu. ben de hoşlanmam öyle insanlardan hiç...
- ya yeter allah aşkına, öyle çok da mükemmel değilsin.
+ (şaşkın) ne diyosun sen ya?
- sandığın kadar müthiş biri değilsin diyorum.
+ haha ama mükemmel olduğuma emin olduğum bir konu var.
- neymiş?
akabinde dudaklarıma yapışıvermişti sözlük. düşününce, öpmek için iyi bir bahane. ama bende öyle elin ayağa dolaşması, nirvanaya ulaşmak, yok efendim heyecandan ne yapacağını bilememek falan olmadı hiç. elbette acemiliklerim oldu, daha pasif durmak gibi. ama daha fazla değil. sevmiyorum ki oğlanı.
+ ee, haksız mıymışım?
- iyiymişsin harbiden.
bu da saflıktan tabii ki. tecrübem arttıktan sonra idrak ettim onun da baya acemi olduğunu. *
dudakların titremesiyle, gırtlağınızda yutkunma hareketleri gerçekleşir. ilkkez gerçekleştiriyorsanız el ayak titrer, libido yükselir. genel itibariyle cok basarılı olunmasa da zihin raflarınızda ebedileşerek antikalaşıp, değeri biçilemeyecek bir hatıradır bu öpüşme.
bundan yıllar önce ağustos böceklerinin elinde bağlaması aylak aylak takıldığı ağustos aylarının birinde üniversitenin topluluklarında tanıştığım bir kızdan mesaj geldi.
-napıosun.
-iyi ne yapalım
diyerek cevap verdim.kızın buna verdiği cevap
-bilmem, ne istersen onu yapalım... dedi.
önceleri de benden hoşlandığını biliyordum. sadece benimle ilgileniyor, sürekli etrafımda geziniyor, yemek ısmarlıyor.. benim için canını ver desem vericek hani.ama ben pek hoşlanmıyor kriterlerime uygun bulmuyordum...uzun bir mesaj trafiğinden sonra ertesi gün benim evin yakınında bir yerde buluştuk. birşey yapmayı planlamadığımız için ne yapalım ne dedim derken içeceklerimizi alıp eve geldik. tv i açtım, içecekleri koydum. ben film izleme, sohbet etme modunda takılırken kız başka alemlerde kafasında uydurduğu fantazileri benim üzerimde denemeye başladı.. yakınlaşmalar okşamalar koklaşmalar sıcak temaslar .kıza seni istemiyorum da diyemiyorum. dersem muhakkak kızıcak... mecburen etkiye tepki verdim.
öpüştük ,öpüştük,salyalarımız akana kadar öpüştük ama bu öpüşmeler ergenlik dönemlerinde hayallarimi süsleyen platonik aşklarımla rüyalarımda öpüştüklerim gibi değildi. meyve bahçesinde sadece senin yemen için yetişmiş o en güzel ağacın meyvesini tattığında aldığın lezzet mükemmel değildi. ve anladım ki yıllardır kafamda kurduğum o tatlı, huzurlu, o eşsiz anı çok ucuza sattım.
Sarhosluk gibi tansiyon dusmesi gibi bi his verir.Dogru kisiyle yapilmazsa insan ruhunda derin cukurlar acabilir.Ondan sonrakiler ruhunu oksamaya kalktiginda o cukura dusebilirler.Ve daha birsuru!
önceden planlandığı gibi yapılmasına imkan yoktur. öyle beklenmedik bir anda öpüşürsün ki ömür boyu unutamazsın. çünkü hiç beklememişsindir bunu yapmayı. tiryakisi olursun daha sonra o hazın. bir defa, bir defa daha derken o dudaklar senin sanarsın. öyle sahiplenerek öpersin ki kıyamazsın dokunmaya. titrersin öptüğünde. aşkın tutkusunu yaşamanın verdiği mutluluğun en büyük noktasıdır ilk öpücük. sevişmek falan zamanla kaybedilen hisler. vücudun anlık reaksiyonlarından alınabilecek haz zamanla değişir çünkü. fakat öpüşmek öyle değildir. seksen yaşına da gelsen o masum öpücüğün utangaçlığını taşıyorsan aşkla tutku arasındaki ince çizgide yürümüşsün demektir.