sinemada karanlıktan istifade ederek gerçekleştirdiğim eylemdir. ağzını tam ortalayamamıştım %30'unu öpebilmiştim dudaklarının. ama güzeldi yine de be heyecanı yeter.
hayal kırıklığıdır. insan bir tat alacağını düşünür, hafif çilek ve çikolata arası. ne yazık ekşi bir salya tadından ötesini vermez öpücük. neyse ki duygular var. yoksa dünyanın en saçma işidir.
6 yaşında tattığım olaydır. arkadaşlarla mahalle maçı yaparken karşı kaldırımdan gelen ortaokullu ablalardan * bir tanesi ayağımdaki topu kendisine atmamı istedi. atmadım tabi. atarsan seni bir kere öperim şeklinde teklifte bulundu. dudaktan öpersen atarım dedim.(o yaşlarda nerden biliyorsam öpüşmeyi falan) hepsi çok güldü ve topu isteyen abla * kabul etti. yanına gittim, eğildi ve dudaklarımdan öptü. bense topu vermeyip tekrar maça döndüm.
çok heyecanlı ve çok beceriksiz bir deneyimdir, ama heyecan beceriksizliğin yaşattığı o duyguyu siliyor iki tarafta da. hele iki taraf hayatında ilk defa yapıyorsa bunu, aşka aşk sevgiye sevgi katan harika bir anı olur.
öpüşme ortamını hazırlayan ben olmadığım için başlarda bana kıkırdama görevi düşmüştü tabii ki. bende nasıl o kadar rahatmışım şimdi bile düşünürüm, anlam veremem. ama yine de o kocaman gülümseme gelir yerleşir yüzüme. benim şapşal sevgilim beni koltuk altına almaya çalışırken elini tabiri caizse öküz gibi çarptı başıma. e gitti tabii bütün romantik ortam. yine de başardı tabii ki unutulmaz olmayı.
eğer ev gibi rahat bir ortamda yaşanmışsa, kendini sıkmadan daha rahat geçen hadise. karşı cins sizi hayvan zannetmesin diye kasılan, kalp çarpıntısını arttıran olay.