ilk çağlarda hayat çok kolaymış. bir geyik avla bir hafta boyunca başka iş yapma, güneş battığında git mağarana uyu. düşünmene ne gerek var; lan ben parayı nerden bulacam, ne yiyecem içecem, nereye gidecem diye. şimdi ise öyle mi kalabalıklaşan nüfus ve meydana gelen seçeneklerle tam bir çorbaya dönen yaşamda yaşamak için hergün binlerce karar almalısın, oraya buraya koşuşturup durmalısın. işte bütün bunları düşündüğün zaman insan ilk çağlarda yaşamayı istememesi elde değil.
bu muhabbette konu eninde sonunda, "tuttuğunu sikicen abi, en güzeli" noktasına gelecektir. karşındaki de "ama o zaman senin bacını da.." diye kontra argümanla gelir.
Yalanlar üzerine, çıkarlar üzerine kurulmuş dostlukları, sevgileri gördükçe içinde bulunduğun dönemden tiksindiğin zamanlarda karşı konulamaz bir hal alan istek.
Belkide insan parayı henüz bulmamışken daha saf ve daha güzeldik.