malum yoğurt yapmak için yoğurt gerektiğinden ilk yoğurdun yapımı ilk bakışta bir paradoks gibi görünür ancak hiçbişey göründüğü gibi değildir..yoğurt mayalanmasında kullanılan lactobacillus bulgaricus ve streptococcus thermophilus bakterileri inek sütünde zaten mevcut olan bakterilerdir ancak sayıları genellikle çok azdır. bu yüzden onlar sütü adam gibi mayalayamadan süt ya bozulur, ya içilir ya da pastörize filan edilir. ancak tarihte birgün ineğin biri bu bakterilerden bolca barındıran bir süt verir ki bu süt yoğurda dönüşme şansını yakalar, ondan sonrası malum zate...işte şans tamamen. *
bu bir sorun değildir. eğer sütü kendi haline bırakırsanız birkaç gün sonra yoğurda dönüştüğü farkedilir. ama kontrolsüz bir fermentasyon olduğu için bildiğimiz yoğurt tadından farklı acımsı bir tadı vardır. çünkü yoğurt kültürü olarak kullanılan lactobacillus ve streptococcus bakterilerinin dışında diğer bakteri türleri de faaliyet göstermiş olduğu için acı tad oluşur.
çok öncelerde ava çıkarken hayvanlardan alınan sütleri bozulmasın diye hayvan bağırsaklarından yada işkembelerinden aldıkları bir parçaya doldururlarmış. ve bir gün yine bu adamlar sütü ineğin işkembesine koymuşlar ormana avlanmaya çıkmışlar ve susamışlar.tam sütten bir yudum alayım deyip sütü başına diktiğinde ''şlappp''diye kafasına bir lapa düşmüş ***.tabi adamlar şaşırmış ve bu yeni yiyeceğe bir isim düşünmeye başlamışlar.ne bulalım ne bulalım derken biri atlamış ordan ''ayıı'' diye. sonra da diğer adam da demiş ''yokkurt'' işte o yokkurt zamanla türemiş türemiş ve günümüzde ki ''yoğurt'' ismini almıştır.*
keçi, koyun gibi hayvanların dışkısının bir süt kabına bulaşması ile fermentasyona uğramış olduğu ve daha sonraki yoğurtlarıda bu kültür ile elde edildiği söylenir. doğrudurda.
(bkz: herkes denesin)
muhtemelen yanlışlıkla olmuş bi vakadır..ılık süt sıcak dursun diye sarılıp unutulmuş ve açınca, daha sonra yoğurt denen yiyecekle karşılaşılmış olabiliü.
sütü açıkta bırakarak yoğurt elde edilebilir ancak baskın gelen bakteriler elde edilen bu yoğurda acı tat verir deniliyor. anladığımız şekilde normal yoğurdun elde edilmesi ise şöyle olabilir:
bildiğiniz gibi dünyada nice uygarlıklar gelip geçmiş, onlardan bize çok az eserler kalmıştır. mısır uygarlığı de bunlardan biridir. ve bu uygarlıktan kalma eserlerden birkaçı da piramitlerdir. bilim insanları fark etmiştir ki bu piramitlerin içerisine bırakılan süt belli bir süre bekletildikten sonra bildiğimiz haliyle yoğurda dönüşüyor.
buna göre, diyebiliriz ki o dönem insanları, sütü bildiğimiz şekildeki yoğurda çeviren bakterinin aktifliğini artıracak, diğerlerini engelleyecek ortamı doğal olarak oluşturmayı başarmış, elde edilen yoğurt diğer sütlerin mayalanmasında kullanılmış, öylece yoğurt günümüze kadar gelmiştir. *
biyoloji hocamdan şöyle bir hikayesini duymuştum:
şimdi keçilerin koyunların safralarındda sanırım yine bu bakteriler varmış, buna kursak mayası denirmiş (yalan olabilir, hocanın dediğini diyorum). hatta bu satılırmış köylerde falan. ilk yoğurt için hipotezi ise, süt dolu bir kovaya bir kuzunun kusması ile yoğurdun oluşmuş olması. budur.
**şimdik efendim bu sütü kendi haline bırakınca acımsı ama yoğurt görünümlü bişey olşuyorya onu alıp yeni süte atarsak ve bu şekilde döngüyü devam ettirirsek acı tad belkide kaybolur. illa 10 seferde olucak diye bişey yok belkide 250-300 seferin sonucu has yoğurda ulaşıldı bizim icatlarımız sonsuz. bir başkası için (bkz: sobalı fuhus minibüsü)
Misirlilar birgün sütü Piramite bırakmıştır diğer gün gelip aldıkları zaman yogurda dönüştüğünü gormusler sonra zaten ilk olarak mısır sıcağında yanan firavunlarin yaniklari için kullanilmis sonra da nasıl mi yenmeye baslandi o kadarını okumadim kitabı saçma bulup birakmistim .
Şimdi efendim adamın teki karısının kendisini aldatmasından şüpheleniyormuş. Yakın zamanda da bir haftalık iş için yurt dışına gitmesi gerekiyormuş. Gitmeden yatağın altına bir tabak yoğurt koymuş.
Gitmiş gelmiş bir bakmış yoğurt ayran olmuş. Ahahahaha çok komik ya.
Aa başlıkta ayranın değil yoğurdun nasıl bulunduğu sorulmuş. Olsun benimki de ek bilgi olsun sevgili yazarlar. Ayranı bu abi bulmuş.