dur biraz öyle , kolay mı deniz kabuklarını görmek daha baştasın, başındasın...
can simidim derdim ya sana hep hani , ondandı o cesur çocuksu tavırlarım ...
bir dakika daha bırakma elimi , lakin hazır değilim görmüyor musun yükseliyor dalgalar...
buralarda yüzsem olur mu , ayrılığın derisini yüzsem olur mu... ayağımı kaydırıyor yosunlar...
çırpınmak boşuna değil mi, çırpındıkça batarım değil mi... biliyorum...
ama korkuyorum işte elimde değil... sanki koşabilir mişim gibi kıyısına kollarının ...
haklısın ... biraz sukunet sarıyor beni çığlık atamıyorum ağzıma tuzu kaçıyor ayrılığın ...
***
uzaklaşıyorum işte , bak o pempe balonları da geçebiliyorum o kadar da zor değilmiş...
bak dalışlarım daha derin , daha çok kalabiliyorum ayrılığın altında , artık sen de alabilirsin istediğini altına ...
zaten böyle bir sebep değil miydi beni can simitsiz bırakan azgın dalgalara...*
bak sevgilim kulaçlarım nasıl da sert , sözlerin gibi ...
bak sevgilim ayaklarımı yerden kesiyor ve heycanlandırıyor beni deniz ; gözlerin gibi...
seni şimdiden özledim gibi ...
silüetini görüyorum bir yelkenliyle geçiyorsun , ne o sen de mi yüzmeye hazırlanıyorsun?
sen yüzemezsin buralarda yalnızlık kuzeyden esiyor ...
gitme sevgilim kalabalıklara elbet ısınırsın o sulara , keza işiyor onlar aşka ...
***
yine de topla cesaretini bırak kendini ,ayrılığın dalgalarına ...
korkma! önce yosun tutan gözlerimi aldım kumlardan ayağın kaymayacak...
sonra nasır tutmuş yürek kabuklarımı ...
sorma nerdeyim ! sordukça paniğe kapılıp çırpınıyorsun...
merak etme sevgilim; ilk terk edince soğuk ama acıdıkça alışıyorsun