ilk aşk olduğu yetmezmiş gibi platonik oluşu tüy diker maalesef. Daha ilk kalp çarpıntiları, sıcak basmalarını algılamaya çalışırken bir de karşılıksız oluşu ile başetmek zorunda kalırsınız. Ancak zordur, hele de 13 yaşında iseniz. O yaşının verdiği doğallıkla yükselen testesteronunun peşinde koşar, siz de umutsuzca onun.
yerli malı haftasında evden getirdigin pasta böreği, utana sıkıla paylaşmandır, yediginde hmmm çok güzelmiş dediğinde, götün tavana vurur. ama ilkokul 1. sınıftasındır.
harbi platonik diyeceğim olay için orta 1'i beklemem gerekti (o zamanlar 6. sınıf yoktu kardes) "adı serap'tı": sarı sarı saçları bembeyaz masum melek yüzü vardı, derste izler hayallere dalardım. geceleri onu öpmeden uyumazdım. sabahları onsuz uyanmazdım. 3 sene sürdü böyle, o zamanlar ayıptır kardes gidip söylenmez böyle seyler, ya bir de kabul etmezse ki çok yakısıklı olsan bile (o da bizde yok) reddedilme riskin var. gerek yoktur gidip konusmaya. yetersin kendi kendine. o nesil aşk adamlarının neslidir, yani benim neslim, sadece safi duygular besleyerek severdik. ve öyle de sevmeye devam ettik.