ilk on sekiz beyit

entry3 galeri0
    3.
  1. 1. Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
    Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned

    Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
    ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.

    2. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
    Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend

    Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
    erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.

    3. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
    Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

    iştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle
    şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.

    4. Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
    Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

    Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.

    5. Men beher cem'iyyetî nâlân şüdem
    Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem

    Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.

    6. Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
    Vez derûn-i men necüst esrâr-i men

    Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. içimdeki
    esrârı araştırmadı.

    7. Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
    Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst

    Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.

    8. Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
    Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst

    Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu
    görmesine ruhsat yoktur.

    9. Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
    Her ki în âteş nedâred nîst bâd

    Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.

    10. Âteş-i ıskest ke'nder ney fütâd
    Cûşiş-i ışkest ke'nder mey fütâd

    Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir.

    11. Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
    Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd

    Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,
    bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.

    12. Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
    Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd

    Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir
    şeyi kim görmüştür

    13. Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
    Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned

    Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder.

    14. Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
    Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst

    Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk
    etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur

    15. Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
    Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd

    Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu;yânî, ateşlerle,
    yanmalarla geçti - .

    16. Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
    Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist

    Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan
    insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol..

    17. Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
    Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd

    Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti.

    18. Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
    Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm

    Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar.
    O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.
    0 ...
  2. 2.
  3. mevlana'nın kendi yazdığı, ''dinle bu neyden ki şikayet ediyor, ayrılıklardan bahsediyor...'' diye başlayan, mevlevilerce kutsal sayılan, mesnevinin anahtarlarıdır.
    0 ...
  4. 1.
  5. mesnevinin yazılması hüsameddin çelebi tarafından istenince mevlana'nın sarığından çıkartıp verdiği beyitlerdir. mesnevinin geri kalan kısmı hüsameddin çelebinin kaleminden zuhur etmiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük