çocukluktan olsa gerek söyleyen inanılmaz bir zevk alır söylenen de inanılmaz bozulur. sebebi illaki vardır. misal bana dört göz derlerdi*. çünkü gözlülerimle beraber 4 adet gözüm bulunmaktaydı. çok bozulurdum. kaç kişiyle dövüştüm bundan sebep. kaç defa elimde kırık gözlüğümle ağlayarak eve gittim. işte böyle herkesin bir lakabı vardır elbet çok derinlerde.
(bkz: bilenlere selam olsun) açıklayan edit: dört göz ayrı yazılmıştır zira hala içimde bir ukte vardır.
Bana midas derlerdi. Kulaklarım büyük diye. Bir kızla kavga etmiştim annesi okula şikayete geldi bana bak midas dedi. Ve öyle kaldı. Midas aşağı midas yukarı. Sokarım midas iniza deyip anlamsız lakaba son verdim. O kadına bir lakap da benden gelmişti. Kadın karsliydi: Kars kaşari. Diyordum. Cuk oturmuştu.
deli derlerdi. hocalardan çokça dayak yemişliğim vardır. çok da kavga etmişliğim. sanırım birden parladığım için böyle diyorlar. ya da hocalar beni döverken bir gülme krizi tutardı onun için. sırf bu yüzden dayak uzardı uzardı uzardı.
genelde isimlerden türetilir, eğer kişinin ismi lakab türetmeye uygun değilse tipiyle alakalı bir şeyler muhakkak bulunur. şahsen sınıfımızda bir durmuş vardı ve sürekli ona "durmuş, yerinde ossurmuş" diyorduk. biraz uzun ama, her defasında söylüyorduk * beynin düz kalıp çalışmasından kaynaklı sanırım. *