Tatlı aldım. Herkes tatlı istedi yüzümü gören tatlı istedi hatta sokakta dilenci bile ilk maaşımı aldığımı anlayıp para yerine tatlı istedi. Tüm maaşı tatlıya yatırmak çok koymuştu.
anneme göre bir tencere satın alınıp içinde süt kaynatılırsa tüm maaşlar bereketli olurmuş. tam tersi oldu. 18 yaşındaydım zaten annemizi kıracak değildik ya .
13 yaslarindaydim. Hatta ortaokul sonu sanayiye girip cirak olarak calismak istiyordum. Bizimkiler “illaki liseye gideceksin“ diye tutturdular. Yaz tatilinde calismak istiyordum. Halimiz vaktimiz yerindeydi. Kime ve neye özeniyordum bilmiyorum.
Birgün arkadaslarla bisiklet turu yaparken; sokak lambasi diregine asili “cirak araniyor“ ilani gördüm. Hemen koparip cebime attim. Eve gittigimde kimse yoktu (o dönem cep telefonu tek tük kisilerde var) aldim telefonu aradim. “Gel yarin basla“ dedi.
Oto kaporta boyaci ciragi olmustum. Adini unuttum ustanin. Haciydi. “ögle yemegi benden“ dedi. Bir is sahibi olmanin ve bir ise yaramanin gururunu yasiyordum ama is yoktu. Yerleri süpürdüm, camlaru sildim ama zaman gecmiyor.
Öglen oldu. Bir müsteri geldi. Onun kaportasini zimparalamaya basladik. Haci usta bize namaz kildirdi, ardindan da gitti. Aradan bir iki saat gecti elinde torbbayla geldi. Biz hala zimparayla ugrasiyoruz. O da sofrayi kurup yemegini yedi. Ardindan benden üc gün önce baslamis olan cocuga seslendi “kalfa, yemegini ye öyle devam.et!“
Kalfa gitti o yemegini yerken usta geldi bana direk bir sille cakti. “n'oldu“ bakislariyla saskin saskin vurdugu yeri elimle tuttum. “böyle zimpara mi olur cenabet“ diye söylenirken; bir de tekme cikartti. Sonra da hakaretlerle zimpara tutmayi anlatti.
Kalfa yemegini yedikten sonra bizimle beraber calismaya basladi. Usta “hadi git! Sira sende!“ diyerek beni yemek masasina gönderdi. Acliktan karnim yapisti. Kosturarak gittim masaya. Masa üzerinde bir gazete kagi serilmis. Sogan kabuklari var ama sogan yok. Isirilmis yarim domates, ustanin takma dislerinin izi kalmis (catal izi olamaz catal yoktu ve o kalinlikta catal izi mi olur?) bir dilim peynir, bircok zeytin cekirdegi arasina saklanmis üc bes adet zeytin ve kemirilmis kuru bir ekmek. Sadece su icip geri döndüm. “yemegini nede yemedin?“ diye sordu usta. “tokum usta“ diye gecistirdim.
Ikindi namazi sonrasinda dini egitim dersine basladik. Bilmedigimiz her sure icin tokat yedik. Üc gün sonunda dayanamadim ve gitmedim. Usta evi aramis “gelsin, parasini alsin“ demis. Gittim parami aldim. Hicbir sey söylemedi.
O para ile bütün arkadaslarima gazoz, cikolata, gofret vb. seyler ismarladim. Hatta kardesimin aklina uyup geri kalani ile 5 mark aldik. Onu da anneme verdim.
çocukken oto sanayide çalıştığım bir hafta vardı. hafta sonu elli lira vermişlerdi jordanın basketbol şortlarından almıştım. hala duruyor arada giyerim.
Hayırlı olsun tatlıları dağıtmaktan elde para kalmamıştı, aldigim maaş bitti borçlandım direkt bir daha da borcum bitmedi keşke hiç çalışmasaydım en azindan borcum olmazdi