Universite bitmiş, ben kpss, kurum sınavı derken bir buçuk sene işsiz gezmiştim. Sonunda sayısız mulakattan sonra bir işim olmuş, yaşadığım şehirde bir kuruma iyi bir işe atanmıştım. Memuriyette maaş peşin verilir bilenler bilir. Yani işe başladığınız ayın ilk 15 inde calıştığınız gün + 30 günlük maaş alırsınız. Devlet baba düşünmüs aslında memurunun ser sefil halde işe başlayacağını. Neyse ben ayın 23 ünde işe başladığım için tam 3 hafta sonra maaş alabilmiştim. O üç haftayıda evdekilerden aldığım son parayla idare etmiştim.
Maaşım hesabıma yattı, ilk gün belki 5-6 kez baktım hesabıma. Ögrenciyken kredi yatınca gider para çeker güzel yemek yerdim (güzel dediysem en fazla bir adana). ilk maaşla da öyle yaptım, önce dışarda adam akıllı yemek yedim. Hemen sonra memurluğun ilk üç haftasını aynı takımla geçirdiğim için üstümde emanet durmayan adam akıllı iki tane takım elbise aldım, ayakkabı aldım. ilk maaş bana en çok, ne kadar zor durumda olduğumu farkettirdi. Ufacık paraları çok büyük paralar zannediyormuşum. Çünkü babamın her zaman söylediği gibi "yoklukta 5 lira büyük para, varlıkta bin lira ufak paradır oğlum" cidden öyleymiş. En unutamadığım şey arkadaslarıma yemek ısmarladığım halde, eve koşarak market alışverişi yaptığım, kendime takım elbiseler kıyafetler aldığım halde, ilk maaşımın yarısını bitiremeden diğer ayın maaşı yatmıştı. Memuriyetin ilk senesi maaşımın büyük kısmını biriktirmişim farkında olmadan. Muhtemelen her an başıma birşey gelecek diye hissettim.
Şimdi bakıyorum da ne zor günleri geçirmişim. Allah dileyene hak ettiği şartlarda güzel işler nasip etsin. Kimseyi işsizlikle, zorlukla, yoklukla sınamasın.
Yaş 6 ankara keçiören de bir pazarda kendi isteğimle su satmaya çıkmıştım. Bardağı 10kr felan bazılarına 25kr a satıyorum tabi ama nası mutluyum. O kafayla akşama doğru eve gidip anneme ekmek lazımsa alayım demiştim, biriktir sen boşver deyip gülmüştü tabi. ilahi ben! (swh)