öyle vaatlerde bulunursunuzki maaş elinizde 10 saniye bile kalamaz. nasıl bir psikolojiyle anneme sana pırlanta alıcam dedim bende bilmiyorum ama demişim birkere.*
çok hayaller kurulur. hatta öğrencilik ya da züğürtlük dönemlerinde ilk maaşımla sana bilmemne alıcam denir ancak bunların tümü teoride kalır ve pratiğe dönüşmesi zordur. çünkü ilk maaşını aldığın an kredi kartı borçlarından kendine bile sıra gelmez. için acır haline belki ama yıllarca sömürülen bir ülkede olduğumuzdan mütevellit ilk maaşını bile adam gibi yedirmezler adama!
öğrenim kredisinin ilk taksiti ödenir. ki zaten ödemenize gerek kalmadan maaşdan kesilir.
sevgiliye güzel bir hediye.
anneye, babaya, kardeşe hediye. eğer mizah yönü ağır basan biriyseniz. anneye ve babaya plaket yaptırılabilir.
ev için bi kaç bi şey alınır. aksesuar gibi.
akşamında eve giderken fırından 2 ekmek kapılır. evladımız eve ekmek getiriyolar lafını temsilen.
uzun zamandır hayalini kurduğun şey için taksite girmek. ve tabi eğer yoksa kredi kartı sahibi olmak.
öğrenciyken parasızlıktan yiyemediğin ve tadamadığın tüm zevkleri tatma arzusu vardır bir de ama bu zamanla yapılır ya da yapılmaz.
anneye küçük bir hediye alınır. babaya da alınmalıdır. Nitekim siz iş bulasınız diye ne terler dökmüşler, kaç ciğersizin önünde ezik durmuş, rica etmişlerdir. ilk bir yıl maaşınızı ellerine saysanız ödeyemezsiniz borcunuzu.
birilerini sevindirmek. ben küçük bir şehirde ilk maaşımı aldığımdan, ayakkabı boyayan-mendil satan tüm çocukları toplayıp bir lokantaya götürmüş, istediklerini yemelerini sağlamıştım. maaş bitmişti o gün neredeyse ama hayatım boyunca o kadar mutlu olduğum başka bir gün hatırlamıyorum...