hemen gidip bir metal eşya alınır ( tencere, tava, beyaz eşya vs.). anadolu da yaygın olan bir gelenektir. az miktarı ile fakir veya muhtaç kişilere az da olsa yardım yapılır.
yukarıda yazar arkadaşında dediği gibi tencere vb. gereçlerin içerisinde süt kaynatılma olayı da çok duyulmuştur.
zamanında okul harcı ödemiştim.. hey gidi günler, üç kuruş kazanmıştım onunda yök anuna koymuştu. allah bildiği gibi yapsın diyeceğim de, yine bir şey olmuyor.
üniversite son sınıf öğrencilerinin 1 sene boyunca hayalini kurduğu şeylerdir.
bu yaşıma kadar hiç çalışmadım ve maaş almak nasıl bir duygudur bilmiyorum. sadece cebimdeki parayla yemek mi yesem, yoksa otobüse mi binsem diye uzun uzun düşünmek zorunda kalmayacağımı umuyorum.
ilk maaşımla fakirlere yardım yapmayı düşünüyorum. ve tabi olmazsa olmaz olan gelenek:
ilk maaşınızı alıp, paranın tamamını tam sehbanın ortasına koyup, karşısına bir sandelye ya da koltuk çekip oturarak, saatlerce maaşınızı izleyebilirsiniz. çünkü, hayatınız boyunca o kadar parayı bir arada görecek ama sadece bir günlüğüne ya da geceliğine o kadar paraya sahip olabileceksiniz.çünkü taksitler, faturalar, hediye tutarları gibi ödemeler hayatınız boyunca hiç eksik olmayacak, maaşınızı daha gelmeden harcamış olacaksınız.
öğrenci yıllarında aç aç dolandığın o üniversiteye gidip 5-10 öğrenciyi çevirerek onları nezih bir mekana götürüp onlara öğrencilik hayatlarında yeme ihtimalleri çok düşük yemekler ısmarlamak.