ne bulursan oku. bir gün kendi zevkini, kendi okuma tarzını bulunca okursun ilk kitabını. çok satanlar listesinden, kendi okuma kültürünü yaratamamış olanların tavsiyelerinden de uzak dur. ne zaman ki bir kitap bitiyor diye üzülmeye başladın o zaman sen artık yemeğe acıkır gibi kitaba acıkmaya başlarsın..
edit: on yıldır internette çeşitli platformlarda at koşturuyorum. eksilenmemiş sözlük yazım yoktur. bazıları haklı bazıları haksızdır. hiç birine kafayı çok takmadım. taştan değil etten kemikten yaratıldığım için ben hayatın dibine vururken henüz doğmamış veletlerin bazı çemkirmelerine kapılıp onlarla aynı seviyeye düştüğüm de oldu. ama bu yazımı kim niye eksiler biliyorum. ancak aşağılık kompleksi olan, diğer yazılarımı ve gerçekliğimi kaldıramayan, kişiliği oturmamış ezik ve bu hayatta bu kafayla asla sevgiyi, dostluğu, vicdanı rahat yaşamayı yakalayamayacak olan bir embesil oylayabilir. ne yazık ki bu edit imi o asla okuyamayacak. okumayacak çünkü. okumadan eksiliyor, anlamadan ukalalık yapıyor, hiç bir şeyi bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor.
Yanınızda mutlaka kalem kağıt bulundurun.
Kitap, sadece okunmak için değil, aynı zamanda çizilmek içindir.
Not almayı kesinlikle ihmal etmeyiniz.
Hatırda kalmaz, satırda kalır.
Çevrenizde yada okulunuzda çok kitap okuyan birini bulun ve nasıl birşey istediğinizi söyleyin o gündemde sizin istediğiniz türden olan kitapları size söyler direk kitapçıya veya kütüphaneye giderseniz onların size pek bi yardımı dokunmaz kitapçı için kitap al yeter hangisini aldığın önemli değildir, efenim sonra kitapçıya kitabı almak için gittiğinizde sakın ha ilk fiyatı vermeyin biraz pazarlık yapın bide ince kitap almayın iştahınızı kapatır , kitaba başladığınızda ise on sayfa okuyup begenmedim diye atmayın bi köşeye en az bi elli atmış sayfa filan okuyun.
Not:internet kitapçılarındaki çok satan listelerine güvenip sakın ha kitap almayın en kesin çözüm çok kitap okuyan bi arkadaş edinmektir. -o benim.
öncelike kitap okumanın bir sanat ve meziyet olduğunu bilmeleri gerekir, bazıları bunun zaten farkındadır ve gayet bilinçli bir şekilde kitap okur ve bundan büyük bir zevk duyar. Bazılarında ise bu beceri yoktur kitap okumayı sanat için değilde öylesine okur bu yanlıştır. O şekilde okunan kitap akılda bile kalmaz. Eğer dediğim gibi özveri ile okursanız yazarları daha iyi anlayabilirsiniz ve kitaptan anlatılması imkansız bir zevk alırsınız.
kitaba konsantre olun, dümdüz okuyup geçmeyin; okuduğunuzu anlamaya ve hayal etmeye çalışın. gerekirse aynı cümleyi üst üste 10-20 kez okuyun, konsantrasyonunuzu kazanana dek. eğer dikkâtiniz kolay dağılıyorsa, ona göre sessiz bir ortam seçin.
kitap okuma seanslarını çok kısa tutmayın; okumanızı sürekli başka işlerle bölerek ya da aslen başka işlerle meşgul kısacık aralara serpiştirerek yapmayın. (2 dk. okuyup kapatmayın yani: yazarların da bir bildiği var ki bölümlere ayırarak yazıyorlar.)
belli anlarda kitabı kapatıp, kendinizi okuduğunuz hakkında düşünmeye verin. cümle olayından bağımsız olarak, bir paragraf yahut bölüm bittiğinde yapabileceğiniz farklı bir olaydan bahsediyorum.
unutmayın, kitabın sonunu getirmek istemek yanlış değil; ama tadına da varmak lâzım. nasıl ki doymak için yerken, tadından da mahrum kalmamak için ağır ve yavaştan alıyorsak. /tercih meselesi tabii kısmen...
polisiye roman okumak istiyorlarsa john verdon'un "aklından bir sayı tut" ile başlayıp tüm seriyi bitirsinler derim. duygusal bir şeyler okumak istiyorlarsa sarah jio'nun kitaplarına baksınlar "böğürtlen kışı"nı öneririm. psikolojik romanlar arasında tavsiyem "kayboluş"u okumanız. aynı zamanda ahmet ümit'in kitaplarına da bir bakın derim adam gerçekten iyi yazıyor ve son olarak cengiz aytmatov "gün olur asra bedel".