- camiye hiç gitmemiş olanların tavsiyelerine kulak asmayın.
- temiz çorap giyinin.
- mümkünse imamın arkasındaki saflardan yer edinmeye çalışın. değilse ve hava sıcaksa pencere kenarına, soğuksa klimanın çaprazına doğru adımlayın.
- sürekli olarak diz çökmek zorunda değilsiniz ancak evinizdeki rahatlığı yaşamaya çalışmayın.
- cami içinde herkes eşit olduğu için yaşlılara yer vermeye çalışmayın.
- her edilen arapça cümle kur'an'a ait değildir, çok ulvi şeyler yüklemeyin.
- namaz kılmayı biliyorsanız ne ala, bilmiyorsanız önünüzdekini taklit etmekten çekinmeyin. kimse sizi kınamaz bundan emin olun.
- tekrar gitmek için sebep aramayın, tekrar tekrar gidin.
çoraplarınızde koku veya yırtık olmasın, namaz esnasında etrafınıza bakmayın.
ön saflarada gitmeyin genelde yaşlılar olur orda en ufak hatanızda sizi uyarırlar.
Ayakkabılarınız pahalıysa bir tekini bir yere diğer tekini unutmayacağınız başka bir yere koyun günümüz hırsızları özellikle bu mevsimde harleyleri affetmiyor.
hoca safları sıklaştırın dediğinde saf saf etrafa bakmayın.
hava sıcaksa kapri ile gidin rahat edersiniz.
selam verirken önce sağa sonra sola sonra tekrar sağa bakmayı ihmal etmeyin araba çarpabilir.
Artık gitme demeyeceğim, zaten iyice hazırsın bu sefer.
Herşeyi yanında götür; anılarımızı, umutlarımızı, sevgimi
de al belki lâzım olur.
Tek kelime etmesem diyorum, ama etmeliyim, sana bilmediğin
bir şeyden
bahsetmeliyim; kendimden. Evet, onca zaman tanıdığını
sandığın benden.
Hırçın yanımı gördün daha çok, oysa öyle uysal bir
çocukmuşum ki.
Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan?
Sanırım, düşünmedin.
Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim, mevsimleri
de.
Aslında çok şey var sevdiğim,
kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun
vedalaşma anları,
isterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep
vurgun
saatlerinde geldin, ya da sen vurdun.
Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin
boşluğumla,
denizden gelecek bir gemi bekledim durdum,
sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir
yıldıza.
Kadınlar, erkekler, çocuklar ve şehirler tanıdım, çoğunu da
sevdim.
Aşklarım da oldu, hem de uğruna ölebileceğim aşklar, ama en
çok seni sevdim.
Ve şimdi gidiyorsun, evet git içimdeki melek sana dua
edecek.
Sanırım kahrolmayacağım bu veda sahnesine - senin baban
öldü mü?
Bu gidiş ölümden beter olamaz.
Hangisi doğru bilmiyorum,
Seni uğurlayıp öylece kalmak mı?
Yoksa, benim uyumamı bekleyip gitmen, benim de sensiz
sabaha uyanmam mı?
Bence şimdi git, hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört,
ben uzanayım şöyle, ışığı kapat ve git.
Hayır hayır gitme!
Yani git de ışığı yak git, ben karanlıktan korkuyorum da!
Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.
Üstümü de örtme bu şevkat de fazla, ışıkların hepsi açık
olsun.
içim burkuluyor sen nasıl gidersen git.
Dur, burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez.
Seni seviyorum.
Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı
bu' diye.
Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın
bilmiyorum...
Yine de tanıdı gönlüm yaşadı
Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim
Her akşam vaktinde bu gönül üzülür
Hüzünle dolar seni düşünür
Şimdi çok uzakta kimbilir neredesin
Geri dön ya da dönme ben sendeyim.
---
özellikle şu kısmıyla dehşet bir öğreti;
Bence şimdi git, hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört,
ben uzanayım şöyle, ışığı kapat ve git.
Hayır hayır gitme!
Yani git de ışığı yak git, ben karanlıktan korkuyorum da!
Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.