ulan yine geldi aklıma rahmetli dedem toprağı bol olsun beni bakkala bira almaya yollardı. benim yaşımda daha çocuk o zamanlar neyse bi gün çok susamışım evede daha var dayanamadım açtım birayı biraz içtikten sonra poşetin içine geri koydum rahmetli açık birayı görünce; bu biranın yarısı nerde diye sordu bana, bende çok susadım dayanamayıp içtiğimi söylemiştim, ulan köftehor sende deden gibi ayyaş olacağın belli demişti esprili biçimde.
merak edilip 1 tane alındıktan sonra evde denerken "bu ne lan böyle? insanlar bunu mu seviyor bu kadar?" tepkisi verilebilir ilk içişte *. sonradan arkadaşlarla güzel müzikli bir yere gidip yine denemek lazımdır. işte o dadundan yinmez
hemen hemen herkesin içtikten sonra "lan bunu nasıl içiyorlar beaaa?" demesini sağlar, biraz alıştıktan sonra "nasıl içmeyim arkadaş?" demeye başlar, son radde de ise "neden saçların beyazlamış arkadaş?" sendromlarına girilmesine vesile olur.
Babam küçükken kötülüğünü göreyim diye içirtiyordu. Rakı, bira, sigara ne varsa. Kimse de çıkıp 'bu yaşta bu çocuk bunun kötülüğünü Nasıl anlasın?' Diye sormamış. O gün bu gün alkolik oldum.
Sorularının sıkça sorulmasına sebep olur. işte tam o esnada bırakıp bir daha denemeyin. Yoksa, insan lan bu. Ağzı kabak tatlısına bile alışıp seven varlık, biraya mı alışıp sevmeyecek?
tadını bilmediğin ama insan sağlığına verdiği zararı bildiğin bir içkiyi bağımlılık yaptığı gerçeğini bile bile gereksiz yere başlama eylemidir. bir diğer gereksizlik için: (bkz: ilk kez sigara içmek)