ütü... bilim insanlarının bin yıllardır üzerinde düşünüp yine de aşamadığı çağın problemi. mutlaka bir el gelecek ve saatlerce onun sapını tutacak.. ki ertesi gün insan içine çıkılabilsin..
eğer bol paralı ve ütü yapamayan biriyseniz evlenin,
eğer orta gelirli ve ütü yapamayan biriyseniz yardımcı tutun,
eğer paranız yoksa ve ütü yapamayan biriyseniz annenizin evinden ayrılmayın.
öncelikle ütünün ayarını yüksek tutun. ama ütülenecek giysi inceyse biraz dikkat. akabinde bildiğiniz ütüleme hareketi yapın. hafif kırışıklıkları çokta önemsemeyin, üstünüzdeyken pek kimse dikkat etmez.
ama evlenin tabi. bak ben evlendim ne güzel bizim hanım ütülüyor oh mis.*
öncelikle elinizle bi güzel düzeltin. öyle dan diye gelişi güzel basmayın ütüyü. o zaman düzeltsen bile geçmiyor o kırışıklıklar. insanı sinir etmeyin.
sonralıkla da bol buharda pişirin kıyafetinizi. ay, ütüleyin dicektim.
eğer buhar bol değilse fıs fıs şişelerin içine su koyun, fısfıslayın kıyafete. sonra da ütüleyin. on numero olur. haydi kolay gelsin cicişler. ay, beyfendiler dicektim.
masa ve göt lazım. ayrıca yıkanıp, kurur kurumaz ütülenirse kırışıklıklar kolay düzelir. eğer günler önce kuruduysa, kıyafetlere su fışkırtıp öyle ütüleyin. naylonumsu şeyleri, satenleri(gravatlara dikkat) dikkat edin, en düşük ısıda bile ütüye yapışır. üzerine tülbent vs. koyun.
- yapmayın.
- uzaklaşın.
- elinizin hamuruyla ay pardon bu değildi.
- gidin ya bulaşmayın hanım işine * şaka yaptım, dilediğiniz gibi yakın ayy pardon! dil sürçmesi işte, yapın yani, öneriye gerek bile yok bence, pek bir meziyetlisiniz hissedebiliyorum.
kurutmam makinesi alın, hatta paraya kıyın, kurutma makinesi özelliği olan bir çamaşır makinesi alın, neredeyse ütülü çıkıyor kıyafetler giyersiniz...elbette takım elbise yahut gömleğe tek çizgi beklememek şartıyla...