13 yaşında merzifonspor'umuz 3. ligde mücadele ederken izlemiştim.
Kısa bir anımı da paylaşayım yeri gelmişken;
O maça 3 kişi gitmiştik. Ben, kardeşim ve bir arkadaşımız daha.
Biz maçı açık trübünde izlerken, merzifonspor bayan voleybol takımı oyuncuları da karşı protokol trübünde izliyorlar. Neyse, takım cacık. bizim merzifon halkı da çekirdek çitleye çitleye maç izliyorlar. Ne hakemi baskı altına almaya çalışma, ne de futbolcuları gaza getirmej için tezahurat yok...
derken karşı taraftaki bayan volybol takımı oyuncuları "maviiii" diye bağırdı, bizim tarafta "beyazz" diye karşılık vermesi gerekirken hiç cevap vermedi. Bu bir kaç defa daha tekrarlanınca 3 has fenerbahçeli velet hemen planı yapıp, kızların "mavi" bağırışına sadece 3'ümüz yırtınırcasına "beyazzzz" diye haykırdık.
Ama ne haykırış, kızların tiz seslerini, daha az ve daha tiz bağırışımızla yankılatıyorduk koca stadda..
3. Mavi'den sonra kızlar "en büyükkk" diye bağırınca biz de seslerimizi bu sefer kalınlaştırarak; "fenerbahçeeee!" Diye karşılık verdik.
O ana kadar çekirdek sesinden başka bir ses çıkarmayan kalakabıktan bir kahkaha tufanı koptu ki, belki stad dışından geçen insanlara kadar bile ulaşmıştır.
Sonra o kızlarda bizim trübündekiler gibi paşa paşa maç izlemişlerdi.
Merzifonlu da olsak, merzifonsporumuzun maçında bile olsak, yüreğimizdeki sevda hep bir ağızdan; her zaman her yerde en büyük takımın fenerbahçe'nin olduğunu haykırmamızı emretmişti o gün...
13 yaşımdayken memleketim kırklarelispor’un 3. lig maçlarını izlemeye başladım statta. o sezon şampiyon olup 2. lige çıktık ve o gün bu gündür halen 2. ligdeyiz.
4-5 idi sanırım. maç çıkışı galata köprüsü üzerinde babam beni omuzlarına almış " .saklarını yerim" diye diye sesli bir şekilde bana sevgi gösterisinde bulunmuştu. ben de elimle babamın ağzını kapatıp " baba söyleme duyarlar" demiştim. sonra babam bana kovboy tabancası, kovboy şapkası ve püsküllü yelek almıştı. eve gitmeden önce mahalle berberinde annemin tokayla tutturduğu saçlarımı kısacık kestirmiştik. eve geldiğimizde annem beni tanıyamamış " bu benim oğlum mu?" demişti.
ankara cebeci stadı diye hatırlıyorum, hemde iki maç üstüste idi, maçın biri ankarademrispor sebat gençlik idi diğeride şekersporun maçıydı rakibi hatırlamıyorum.
ilki ali sami yen stadyumundaki galatasaray maçıdır. galatasaray fenerbahçe maçı. abiler götürmüşlerdi yaşımız bayağı ufaktı. galatasarayı sağlam yenmiştik maçtan sonra biz çocuklara bile saldırmışlardı. kafamızın üstünden bira şişeleri falan uçmuştu es kaza kafamıza denk gelse şimdi buralarda olamazdık.
ikincisinde oğuz ve aykut istanbulspora gitmişlerdi. sene kaç hatırlamıyorum 95 veya 96 olması lazım. maç inönü stadında idi. arkadaşlarla maça gidiyoruz hepimiz fenerbahçeliyiz ama bir taraftada çocukluk idollerimizden oğuz ve aykut var. yensek bir dert yenilsek bir dert maçı tam.. stadın önünde stada girmeye çalışırken polis köpeği üstüme atladı bayağı bir boğuşmuştuk zor ayırdılar *
ulan şimdi yazarken aklıma geldi bunlar iyi mi. reşit olmadan önce 2 defa maça gitmişim ikisinde de saldırıya uğramışım.