dürümcüde çalışırken günde şimdiki parayla 30 lira alıyordum 3 ay çalıştım ve bir kuruşunu harcamadım kenarda saklıyodum yaz tatili bitince yaklaşık 3 milyar param vardı bahşişlerle beraber nereye harcıcam diye düşünüyodum bir gün sakladığım yerde paramı bulamadım anneme sordum bilmiyorum dedi koca gün ağladım kayboldu diye sonra farkettim ki babamın para yokmuş gitmiş kredi borcunu ödemiş o günden beri para biriktirmiyorum .
Kendime bir çift ayakkabı ile kardeşime bir walkman almıştım. Sonra yazlıkta kendini kovalayan köpekten kaçayım derken sağolsun walkman ile denize girince yalan olmuştu. Ayakkabıları ise çok uzun süre giymiştim. Çok bereketli bir paraydı o zamanlar için.
ilk kazandığım paraya dokunmadan annem gurur duysun diye masanın üzerine koymuştum. Annem oradan almıştı ve geri vermeyecek diye aklım çıkmıştı. Boru mu bir ay eşşek gibi o para için çalışmıştım.
sonra geri aldım tabi, parayı kurtarmanın sevinci ile gidip eve biraz alışveriş yapmıştım.
cep telefonu. sene 2005-2006 5 gün çalıştım 300 dolar kazandım. sonra bende de biraz para vardı ve o zamanlar yeni çıkmıştı nokia 6600. hemen aldım ve bir sene kullanmadan yeğenimi telefonu suyun içinde yıkarken yakaladım.
edit: şuan iphone 5 ve galaxy s3'üm var. düşünün ne kadar kazandığımı.
iş yaşamı denen gladyatörlük okuluna başlayan bünyenin kapitalizm'in sıcacık pamuklara sardığı kağıt parayı hakederek kazanması sonucunda satın aldığı maldır. elbette herkesin çocukluktan itibaren birçok hedefi vardır. buna sahip olmak için gerekli güç eline geçince de, hedef 12'den vurulmuş olur.